Resmi Belgede Sahtecilik

Eskişehir Avukat ve Hukuk Hizmetleri

Ceza Hukuku

Resmi Belgede Sahtecilik Eskişehir Ceza Hukuku Avukatı tarafından | 12 Ekim 2021 tarihinde yazıldı.

Resmi Belgede Sahtecilik

Resmi belgede sahtecilik suçu Türk Ceza Kanunu’nun da düzenlenmiştir. Türk Ceza Kanunu madde 204 “Bir resmi belgeyi sahte olarak düzenleyen, gerçek bir resmi belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştiren veya sahte resmi belgeyi kullanan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Görevi gereği düzenlemeye yetkili olduğu resmi bir belgeyi sahte olarak düzenleyen, gerçek bir belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştiren, gerçeğe aykırı olarak belge düzenleyen veya sahte resmi belgeyi kullanan kamu görevlisi üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Resmi belgenin, kanun hükmü gereği sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli olan belge niteliğinde olması halinde, verilecek ceza yarısı oranında arttırılır.”

Söz konusu kanun hükmünün ilk fıkrası Asliye Ceza Mahkemelerinin görevine girerken ikinci fıkra olan suçun kamu görevlisi tarafından işlenmesi halinde yargılama Ağır Ceza Mahkemeleri tarafından yapılacaktır.

Ağırlaştırıcı sebep sayılmış olan sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli olan belgeler sahteliği sabit olana kadar geçerli belgeler ve aksi ispatlanıncaya kadar geçerli belgelerdir. Sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli olan belgelere; mahkeme ilamları, noterlerce tanzim olunan senetler, duruşma tutanakları, seçim tutanakları, belediye suçlarından dolayı tanzim edilen tutanaklar, ilam niteliğindeki belgeler, kaçakçılığa ilişkin tutanaklar, Sayıştay ilamları, mahkeme huzurunda yapılan uzlaşmalar, kabuller veya noterler tarafından, borçlunun para borcu ikrarını havi resen tanzim edilen senetler örnek verilebilir. Aksi ispat oluncaya kadar geçerli olan belgeler ise resmi belge olarak güvenilirliği olan fakat her zaman aksi ispatlanabilecek belgelerdir.

Söz konusu kanun maddesinden de anlaşılacağı gibi resmi belgede sahtecilik suçu üç farkı seçimlik hareketle kasten işlenebilir:

  • Sahte resmi belge üretilmesi veya mevcut resmi belgenin gerçeğe aykırı düzenlenmesi,
  • Gerçek bir resmi belgenin başkalarını aldatacak şekilde değiştirilmesi,
  • Sahte belgenin kullanılması.

Resmi belgeyi sahte olarak düzenleme, bir belgenin kısmen veya tamamen resmi belge gibi üretilmesi suretiyle işlenen bir suçtur. Belgenin form, şekil, başlık, amblem gibi yazı özelliklerinin taklit edilmesi suretiyle de işlenebilmektedir. Kamu görevlisinin bu suçu işlemesi halinde TCK 204/2 hükmü uygulanırken; kamu görevlisinin görevine bir belgede bu suçu işlemesi halinde TCK 204/1 hükmü uygulanacaktır. Ayrıca suçun oluşabilmesi için belgenin düzenlenmesi yeterli olup kullanma şartı aranmamaktadır.

Resmi belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştirilmesi, gerçeğe uygun olan bir belgenin içeriğinde yer alan yazının ya da imzanın değiştirilmesi, silinmesi veya eklenmesi suretiyle işlenebilmektedir. Bu durumda da asıl olan gerçek belgenin değiştirilmesi olup değiştirilen belgenin kullanılması koşulu bulunmamaktadır.

Sahte belgenin kullanılması, mevcut olan düzenlenen veya değiştirilen sahte belgenin fail tarafından kullanılması suretiyle işlenmesidir. Burada dikkat edilmesi gereken failin belgeyi kullanırken belgenin sahte olduğunun bilincinde olmasıdır.

Resmi belgede sahtecilik suçunun oluşabilmesi için gereken koşullar şunlardır:

  • Sahtecilik konusu belgenin resmi belge niteliğinde olması,
  • Belgenin zarar olasılığı doğurmaya elverişli olması,
  • Belgenin aldatıcılık özelliğine sahip olması.

Sahtecilik suçunun konusunu oluşturan belgenin resmi belge olabilmesi için, belgenin yazılı olması ve mutlaka bir dil kullanılmış olması gerekmektedir. Ayrıca belgenin bir hakkın doğumuna veya sona ermesine ilişkin ispat gücü olmalıdır aksi halde resmi belgede sahtecilik suçu oluşmayacaktır. Buradaki delil niteliğine sahip evraklar “mahsus” ve “tesadüfi” şeklinde iki çeşittir. Mahsus evrak, özellikle bir konu hakkında delil olarak düzenlenen belgeler iken tesadüfi evrak belli bir konuda olmamakla birlikte içeriği olarak sonradan delil niteliği kazanan belgelerdir. Resmi belgede sahtecilik suçunun oluşabilmesi için resmi belgede gereken bir başka özellik ise belgenin düzenleyeninin belli olması ve kamu görevlisi tarafından hazırlanmasıdır. Ancak unsurları tam olan bono veya çek gibi kambiyo senetleri, emtiayı temsil eden belge, hisse senedi, tahvil, vasiyetname, sağlık çalışanlarının düzenlediği belgeler gibi belgeler özel belge niteliğinde olmasına rağmen TCK 210. maddesi gereği kamu görevlisi tarafından düzenlenmese bile resmi belge niteliğindedir. Eskişehir ceza avukatı Oğuz Özdemir olarak müvekkillerimize hizmet vermekteyiz.

Resmi belgede sahtecilik suçunun oluşabilmesi için her ne kadar somut bir zararın ortaya çıkması gerekmese de belgenin zarar doğurmaya elverişli olması gerekmektedir.

Resmi belgede sahtecilik suçu için gereken belgenin sahip olması gereken en önemli özelliklerinden biri ise aldatıcılık özelliğinin bulunmasıdır. Bu özellik zarar olasılığının doğmasına da neden olacak niteliktedir. Ancak belgenin muhatabı olan mağdur veya suçtan zarar görenin kişisel hatası, dikkatsizliği veya özensizliği nedeniyle zarar olasılığı doğmuşsa burada aldatıcılıktan bahsedilemez. Kaldı ki belgedeki sahtecilik açıkça anlaşılıyorsa aldatıcılık özelliği gerçekleşmemiş kabul edilir ve bu durumda da suç oluşmamış sayılacaktır. Buna ek olarak kamu görevlisinin dikkatsizliği sonucu sahtecilik yapılsa dahi burada da aldatıcılık olmadığı için suç oluşmaz.

Resmi belgede sahtecilik suçundan mağdur daima ‘devlet’ olarak kabul edilir. Bunun yanında işlenen suç neticesinde zarar gören kişiler ‘suçtan zarar gören’ sıfatıyla soruşturma ve kovuşturmada yargılamaya dahil olabilirler.

Resmi belgede sahtecilik suçu şikayete bağlı bir suç olmadığından herhangi bir şikayet süresi yoktur. Bu sebeple uzlaşma müessesinin uygulanmasını gerektiren suçlar arasında yer almamaktadır. Zamanaşımı süresi ise en basit halinde dahi 8 yıldır. Kamu görevlisinin resmi belgede sahtecilik suçunu işlemesi halinde bu süre 15 yıldır.

Resmi belgede sahtecilik suçunun ceza alt sınırı 2 yıl olduğundan hükmedilen hapis cezası adli para cezasına çevrilebilir nitelikte değildir. Buna karşılık resmi belgede sahtecilik suçu nedeniyle hükmedilen hapis cezası 2 yıl veya altında olması halinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması (hagb) veya ertelenmesi kararı verilebilmesi mümkündür.

Resmi belgede sahtecilik suçunun yargılamasında görevli mahkeme ağır ceza mahkemeleridir. T.C. Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nin 12.11.2014 Tarih ve 2013/11723 Esas, 2014/11477 Karar sayılı kararı “Sahteliği mahkemece kabul edilen 26.2.2009 tarihli belgenin özel güvenlik görevlisi sanık M. A. G. tarafından tanzim edildiği, 5188 Sayılı Kanunun 23. maddesi uyarınca kamu görevlisi statüsünde bulunduğu diğer sanık A. B.’nin da memur olduğu hususları nazara alınarak eylemin TCK’nın 204/2 maddesinde düzenlenen resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturabileceği, davaya bakmanın 5235 Sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemesi ile Bölge Adliye Mahkemesi’nin Kuruluş Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun 12. maddesine göre ağır ceza mahkemesine ait olduğu, bu sebeple görevsizlik kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden, yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması bozma nedenidir.” şeklindedir. Eskişehir Ağır ceza avukatı Oğuz Özdemir olarak müvekkillerimize hizmet vermekteyiz.

T.C. Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 23.01.2018 Tarih ve 2015/651 Esas, 2018/22 Karar sayılı kararı “Kimlik bilgilerini kullandığı mağdur adına ikametgâh belgesi düzenlettirmek suretiyle resmî belgede sahtecilik suçunu, sonrasında söz konusu sahte ikametgâh belgesiyle katılan bankaya başvuruda bulunup içeriği itibarıyla sahte olarak düzenlenmesini sağladığı bireysel kredi başvuru formunu mağdura atfen imzalamak suretiyle de özel belgede sahtecilik suçunu işleyen sanığın, bir suç işleme kararının icrası kapsamında aynı suçu değişik zamanlarda işlediğinin ve bu itibarla zincirleme şekilde resmî belgede sahtecilik suçundan cezalandırılması gerektiğinin kabulünde zorunluluk bulunmaktadır.” şeklindedir.

T.C. Yargıtay 5. Ceza Dairesi’nin 25.05.2016 Tarih ve 2013/16286 Esas, 2016/5285 Karar sayılı kararı “Sanığın görevi gereği düzenlemeye yetkili olduğu belgelerde sahtecilik yaptığının iddia edilmesi karşısında, 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun hükümleri uyarınca yetkili merciden bu suç yönünden soruşturma izni alındıktan sonra dava açılması gerektiği gözetilmeden, genel hükümlere göre açılan davaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması hukuka aykırıdır.”

T.C. Yargıtay 15.Ceza Dairesi’nin 01.03.2016 Tarih ve 2013/26051 Esas, 2016/2277 Karar sayılı kararı “Sanığın, 2022 Sayılı Kanun uyarınca katılan SGK Başkanlığı’ndan özürlü aylığı talebinde bulunduğu, kurum tarafından aylık bağlanmaya esas belgelerin yapılan incelenmesinde Van Eğitim Araştırma Hastanesi’nden alınan sağlık kurulu raporunun hastane kayıtlarına uygun olmadığı ve sahte olduğunun tespit edildiği, Van Devlet Hastanesi’nden aldırılan sağlık kurulu raporuna göre ise sanığın tüm vücut fonksiyon kayıp oranının %8 olduğu, sanığın zikredilen 2022 Sayılı Kanun ve bu kanunun uygulanmasına yönelik yönetmelik uyarınca halihazırda almış olduğu sahte sağlık kurulu raporuna göre özürlü aylığı almasına imkan bulunmadığı, nitekim SGK Başkanlığı’nın yazı cevabına göre de herhangi bir maaş ödemesi yapılmadığı, bu sebeple SGK’nın herhangi bir zararının oluşmadığı, dolayısıyla sanığın eylemlerinin faydasız sahtecilik olarak değerlendirileceği ve sanığın üzerine atılı suçların maddi ve manevi unsurlarının oluşmadığı gerekçesiyle verilen beraat hükmü hukuka uygundur.”

T.C. Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 09.10.2012 Tarih ve 2011/335 Esas, 2012/1804 Karar sayılı kararı “Ceza Genel Kurulunun 14.10.2003 gün ve 232-250 sayılı kararında da, belgenin nesnel olarak aldatıcılık yeteneğinin bulunması, aldatma keyfiyetinin belgeden objektif olarak anlaşılması gerektiği, muhatabın hatasından, dikkatsizlik veya özensizliğinden kaynaklanan fiili iğfalin, aldatma yeteneğinin varlığını göstermeyeceği belirtilmiştir. Bu noktada sahteciliğe konu olan belgenin aldatma yeteneği olup olmadığının tartışılması ve belirlenmesi öncelikle yargılamayı yürüten mahkemeye ait olup, hakim olayın çıkış, oluş ve akışını, düzenlenen belgelerle yapılan işlemleri göz önüne alarak, sahteciliğin kolaylıkla anlaşılıp anlaşılamayacağını bizzat saptamalı ve sonucuna göre belgelerde aldatma yeteneği olup olmadığını takdir ve tespit etmelidir.”

T.C. Yargıtay 11. Ceza Dairesi’nin 27.01.2016 Tarih ve 2014/14915 Esas, 2016/601 Karar sayılı kararı “Sahte olarak düzenlenen belgelerin içerisinde, sahteliği kanıtlanıncaya kadar geçerli noterden düzenlenen hisse devir sözleşmesi bulunması ve farklı tarihlerde birden çok sahte belgenin düzenlenmesi sebebiyle belge sayısı da dikkate alınarak 204/3, 43. maddeleri uyarınca artırım yapılması gerekir.”

T.C. Yargıtay 11. Ceza Dairesi’nin 04.06.2012 Tarih ve 2009/10795 Esas, 2012/10611 Karar sayılı kararı “Orman muhafaza memuru olan sanıkların, sahte orman suç tutanağı ve sevk pusulası düzenlemekten ibaret eylemlerinin, 6831 sayılı Yasa’nın 82/4. maddesi uyarınca suç tutanaklarının kanunen “sahteliği sabit oluncaya kadar” değil, “aksi kanıtlanıncaya kadar” geçerli belgelerden olup, 5237 sayılı Yasa’nın 204/2. maddelerinde düzenlenen “memurun resmi belgede sahteciliği” suçunu oluşturur.”

Eskişehir Avukat Oğuz Özdemir 

Not: Bültenimizde yer verilen açıklamalar, ilgili mevzuat çerçevesinde konuyu genel hatlarıyla ele alır tarzda hazırlanmıştır. Size özel detaylı bilgi için büromuzla veya avukat bir meslektaşımız ile bağlantıya geçmenizi tavsiye ederiz. İletişim için tıklayınız.

Bu site sadece bilgilendirme amacıyla hazırlanmış olup, sitede yer alan bilgilendirmeler Türkiye Barolar Birliğinin ilgili düzenlemeleri uyarınca hazırlanmıştır.

Saygılarımızla
Avukat Oğuz Özdemir Hukuk ve Danışmanlık Bürosu

Not: Bültenimizde yer verilen açıklamalar, ilgili mevzuat çerçevesinde konuyu genel hatlarıyla ele alır tarzda Ceza Hukuku kategorisinde yer alıp, Ceza Hukuku Avukatı tarafından hazırlanmıştır. Size özel detaylı bilgi için büromuzla veya avukat bir meslektaşımız ile bağlantıya geçmenizi tavsiye ederiz. İletişim için tıklayınız.

Bu internet sitesindeki her türlü bilgi Eskişehir Barosuna kayıtlı Oğuz Özdemir Hukuk Bürosu tarafından yalnızca bilgilendirme amacıyla, Türkiye Barolar Birliği tarafından belirtilen ilgili düzenlemeleri uyarınca hazırlanmıştır.
Eskişehir Avukat ihtiyaçlarınız için bize ulaşarak hukuki sorunlarınız için destek alın. Avukat Eskişehir ve Çevre İllerde yaşayacağınız hukuki yardım ve ihtiyaçlarınızda, Eskişehir Avukat Oğuz Özdemir Hukuk Bürosu olarak Eskişehir Avukat ekibiyle iletişime geçebilirsiniz.