Hırsızlık Suçu

Eskişehir Avukat ve Hukuk Hizmetleri

Ceza Hukuku

Hırsızlık Suçu Eskişehir Ceza Hukuku Avukatı tarafından | 7 Aralık 2023 tarihinde yazıldı.

Hırsızlık Suçu

Hırsızlık suçu ve cezası Türk Ceza Kanunu 141. maddesinde düzenlenmiştir.

Hırsızlık Suçu TCK 141

TCK Madde 141- Zilyedinin rızası olmadan başkasına ait taşınır bir malı, kendisine veya başkasına bir yarar sağlamak maksadıyla bulunduğu yerden alan kimseye bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilir.

Hırsızlık suçunun özellikleri;

  • Malın alınmasıyla suç oluşacağından sırf hareket suçudur.
  • Suça konu malın alınmasıyla failin tasarruf alanına gireceğinden zarar suçudur.
  • Mal alındığı anda suç tamamlanacağından ani suç niteliğinde olsa da suçun konusunu gaz veya sıvıların oluşturması halinde ise mütemadi suç söz konusudur.
  • Malın alınmasıyla suç gerçekleşeceğinden icrai bir hareketin varlığı aranmakta olup ihmal suretiyle suçun işlenmesi mümkün değildir.

Fiil

Bu suç ile cezalandırılan fiil; başkasına ait taşınır bir malı, bulunduğu yerden zilyedin rızası bulunmaksızın almaktır. “Almak” kavramı ile anlatılmak istenen ise malın zilyedin tasarruf alanından çıkarılıp failin tasarruf alanına girmesidir.

Suçun tamamlanma anı bakımından ise Yargıtay 6. Ceza Dairesinin istikrarlı kararlarında mal üzerinde failin fiili hakimiyet kurduğu, malı egemenlik alanına soktuğu anın kabul edilmesi gerektiği ifade edilmektedir.

Hırsızlık Suçunda Fail

Hırsızlık suçunun faili bakımından kanunda açıkça özellik arz eden bir durum bulunmamaktadır. Bu nedenle suçun faili herkes olabilecekken malın başkasına ait olması arandığından malın maliki suçun faili olamayacaktır.

Hırsızlık Suçunda Mağdur

Hırsızlık suçunda mağdur malı egemenlik alanından çıkarılan kişi yani malı çalınan kimsedir. Kanunda mağdur bakımından özellik aranmadığından suçun mağduru herkes olabilmektedir.

Malın mağdurunun belirli özellikleri bünyesinde barındırması halinde ise suçun nitelikli halleri söz konusu olabilmektedir. Örneğin kişinin malını koruyamayacak durumda bulunmasından veya kişinin ölümünden yararlanmak suretiyle hırsızlık suçunun işlenmesi halinde nitelikli haller söz konusu olmaktadır.

Malı çalınan kişinin mutlaka malın maliki olması gerekmeyip malın zilyedi ve malikinin farklı kişiler olması halinde zilyet mağdur, malik ise suçtan zarar gören olarak nitelendirilmektedir.

Doktrindeki hakim görüşe göre ceza hukukunda zilyetlik kavramı daha kapsamlı olduğundan malın zilyet yardımcılarının egemenlik alanından alınması halinde de zilyet yardımcısı suçun mağduru olmaktadır.

Ölmüş kişinin üzerindeki eşyanın çalınması halinde ise suçun mağduru ölmüş kimse değil ölmüş kişinin mirasçıları olacaktır.

Hırsızlık Suçunda Konu

Mezkur suçun konusunu başkasına ait taşınır bir mal oluşturmaktadır. Bu durumda suçun oluşabilmesi için bir mal bulunması, taşınır nitelikte olması ve bu malın başkasına ait olması gerekmektedir.

Mal Nedir?

Kanunda kullanılan mal kavramıyla her türlü eşya anlatılmak istenmiştir. Bu durumda alacaklar eşya niteliğinde olmadığından hırsızlık suçunu oluşturmamaktadır. Ancak hakkı cisimleştiren poliçe, bono, çek gibi evrakların varlığı halinde hırsızlık suçu söz konusu olmaktadır.

Sahipli hayvanlar ceza hukuku kapsamında mal niteliğinde olduğundan hayvanların çalınması halinde de hırsızlık suçu vücut bulacaktır.

141. maddenin 2. fıkrasında bulunan “ekonomik değer taşıyan her türlü enerji taşınır sayılır” şeklindeki hükmün 2012 yılında yürürlükten kaldırılmasıyla abonelik sözleşmesi bulunan elektrik, su, doğalgaz gibi enerji kaynaklarından yararlanılması durumunda karşılıksız yararlanma suçu oluşmaktadır.

Cesede karşı suçun işlenip işlenmeyeceği doktrinde tartışmalıdır. Doktrindeki hakim görüşe göre ceset ve ceset parçaları mal niteliğinde olmadığından bu parçaların egemenlik alanına rıza bulunmadan geçirilmesi halinde hırsızlık suçu oluşmayacaktır.

Hırsızlık Suçu Taşınır Nitelikte Olma

Ceza hukukunda malın taşınır olması kavramı ile Türk Medeni Kanunu’nun 762. maddesindeki taşınır kavramının unsurları aranmamaktadır. Hareket ettirilebilen her türlü mal taşınır niteliktedir. Hırsızlık suçu ve cezası ile ilgili sorularınızı Eskişehir ceza avukatına sorabilirsiniz.

Başkasına Ait Olma

Suçun konusunu oluşturan taşınır mal fail dışında başkasına ait olmalıdır. Bu nedenle sahipsiz mallar hırsızlık suçunun konusunu oluşturmamaktadır.

Hırsızlık Suçunun Manevi Unsurları

Suçun taksirle işlenmesi hali Türk Ceza Kanununda düzenlenmediğinden suç ancak kasten işlenebilmektedir. Kastın varlığından anlaşılması gereken ise failin aldığı malın başkasına ait olduğunu bilmesi ve buna rağmen malı çalmak istemesidir.

Kişinin dikkatsiz davranarak kendisinin zannederek başkasının malını alması durumunda Türk Ceza Kanununun 30. maddesine göre hata söz konusu olacağından ve hata kastı kaldıracağından bu durum cezalandırılmayacaktır. Yine aynı şekilde kişinin zilyedin rızası bulunmamasına karşın rızasını var sanması durumunda da hatasından yararlanması söz konusu olacaktır.

Kişi hatasının farkına vararak malın kendisine ait olmadığını anlarsa ancak buna rağmen kendisine ait olmayan malı iade etmezse bu durumda Türk Ceza Kanununun 160. maddesindeki “kaybolmuş veya hata sonucu ele geçmiş eşya üzerinde tasarruf” suçu gündeme gelecektir. Yine aynı şekilde sahipli malın sahipsiz olduğunun düşünülerek alınması halinde kişi kasten hareket etmediğinden hırsızlık suçu oluşmayacak kaybolmuş veya hata sonucu ele geçmiş eşya üzerinde tasarruf suçu oluşabilecektir.

Hırsızlık suçunun oluşması için failin yalnızca kasten hareket etmesi yeterli görülmemektedir. Ayrıca failin belirli bir saikle hareket etmesi gerekmektedir. Kanunun 141. maddesinde de hırsızlık suçunun “kendisine veya başkasına bir yarar sağlamak maksadıyla” işlenmesi gerektiği açıkça ifade edilmiştir.

Sağlanmak istenen yarar maddi olabileceği gibi manevi de olabilmektedir. Ancak suçun işlenmesi için yararın sağlanmış olması aranmamaktadır. Failin başkasına ait malı yararlanmak değil de mala zarar vermek amacıyla alması halinde hırsızlık değil mala zarar verme suçu vücut bulmaktadır. Hırsızlık eylemi henüz tamamlanmaksızın cebir veya tehdit yollarına başvurulursa bu durumda hırsızlık suçu değil yağma suçu oluşmaktadır. Hırsızlık suçunun kastla veya olası kastla işlenmesi mümkün olup taksirle işlenmesi mümkün değildir.

Hırsızlık Suçunun Hukuka Aykırılık Unsuru

Türk Ceza Kanununda kanun hükmünü yerine getirme, hukuka uygun emrin ifası, meşru müdafaa, hakkın icrası ve ilgilinin rızası hukuka uygunluk sebebi olarak sayılmıştır.

Hırsızlık suçu bakımından kanun hükmünü yerine getirme hukuka uygunluk sebebi uygulama alanı bulabilmektedir. Örneğin icra memurunun haciz esnasında borçlunun mallarını alması halinde kanun hükmünün yerine getirilmesi söz konusu olup hırsızlık suçu oluşmamaktadır.

Bir kişinin kendisine veya bir başkasına yönelik saldırıyı önlemek amacıyla saldırganın malını alması halinde meşru savunma hukuka uygunluk sebebi söz konusu olup hırsızlık suçu gündeme gelmemektedir.

Kanunun 141. maddesinde suçun oluşması için “zilyedin rızasının bulunmaması” arandığından ilgilinin rızası bulunması halinde hukuka uygunluk sebebinin varlığı kabul edilmeyecektir. Bu durumda tipiklik unsuru bulunmadığından suç oluşmayacaktır.

Hırsızlık Suçunda Teşebbüs

Hırsızlık suçu sırf hareket suçu olması sebebiyle hırsızlık suçuna teşebbüs malın alınması anına kadar mümkün olabilmektedir. Suçun icra hareketlerine başlanmasıyla fail elinde olmayan sebeplerle mal üzerinde egemenlik kuramazsa bu durumda fail hırsızlık suçuna teşebbüsten sorumlu tutulmaktadır. Failin malı aldığı andan itibaren kesintisiz takip mevcutsa bu durumda hırsızlık teşebbüs aşamasındadır. Ancak takibin kesintiye uğraması halinde hırsızlık suçu tamamlanmış olmaktadır. Suça konu malın yerinde bulunmaması halinde suçun konusunun yokluğu sebebiyle işlenemez suç söz konusudur.

Hırsızlık Suçunda İştirak

Madde metninde hırsızlık suçu bakımından özel bir iştirak haline yer verilmediğinden iştirakin her hali hırsızlık suçunda gündeme gelebilmektedir.

Hırsızlık Suçunda İçtima

Suçun faili fiilini konut veya eklentisinde meydana getirirse bu durumda fail hırsızlık suçunun yanı sıra konut dokunulmazlığını ihlal suçundan da cezalandırılmaktadır. Hırsızlık suçu aynı suç işleme iradesi kapsamında aynı kişiye birden çok defa işlenirse bu durumda zincirleme suç hükümleri uygulama alanı bulur ve ceza Türk Ceza Kanununun 43. maddesinin 1. fıkrasına göre dörtte birinden dörtte üçüne kadar arttırılır.

Hırsızlık suçunun birden çok kişiye karşı tek fiille işlenmesi durumunda ise kanunun 43. maddesinin 2. fıkrasına göre aynı neviden fikri içtima söz konusu olacak ve tek ceza söz konusu olsa da ceza kanunda belirtilen oranda arttırılacaktır. Aynı kişinin değişik mallarının aynı anda alınması halinde ise tek hırsızlık suçu söz konusu olacaktır. Hırsızlık konusu malın alınması esnasında hareketin icrasıyla bağlantılı olarak mala zarar verilirse fail ayrıca mala zarar verme suçundan sorumlu tutulmayacaktır. Failin malı aldıktan sonraki hareketleri de cezalandırılmayan sonraki hareket sayılmaktadır.

Hırsızlık Suçunda Şahsi Cezasızlık Sebebi Veya Cezada İndirim Yapılmasını Gerektiren Şahsi Sebep

Şahsi cezasızlık sebebi veya cezada indirim yapılmasını gerektiren şahsi sebep

TCK Madde 167- (1) Yağma ve nitelikli yağma hariç, bu bölümde yer alan suçların;

a) Haklarında ayrılık kararı verilmemiş eşlerden birinin,

b) Üstsoy veya altsoyunun veya bu derecede kayın hısımlarından birinin veya evlat edinen veya evlatlığın,

c) Aynı konutta beraber yaşayan kardeşlerden birinin,

Zararına olarak işlenmesi halinde, ilgili akraba hakkında cezaya hükmolunmaz.

(2) Bu suçların, haklarında ayrılık kararı verilmiş olan eşlerden birinin, aynı konutta beraber yaşamayan kardeşlerden birinin, aynı konutta beraber yaşamakta olan amca, dayı, hala, teyze, yeğen veya ikinci derecede kayın hısımlarının zararına olarak işlenmesi halinde; ilgili akraba hakkında şikayet üzerine verilecek ceza, yarısı oranında indirilir.

Hırsızlık Suçunda Etkin Pişmanlık

Malvarlığına karşı işlenen suçlardan olan hırsızlık suçunda etkin pişmanlık hükmü Türk Ceza Kanununun 168. maddesinde düzenlenmiştir.

Hırsızlık suçu tamamlandıktan sonra ancak kovuşturma başlamadan önce failin pişmanlık göstererek mağdurun uğradığı zararı karşılaması halinde verilen ceza üçte ikisine kadar, Kovuşturma başladıktan ancak hüküm verilmeden zararın tazmini halinde verilecek ceza yarısına kadar indirilir. Kısmen geri verme veya tazmin halinde etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabilmesi için mağdurun rızası aranmaktadır.

Etkin pişmanlık
Madde 168 –
(1) Hırsızlık, mala zarar verme, güveni kötüye kullanma, dolandırıcılık, hileli iflâs, taksirli iflâs (…)suçları tamamlandıktan sonra ve fakat bu nedenle hakkında kovuşturma başlamadan önce, failin, azmettirenin veya yardım edenin bizzat pişmanlık göstererek mağdurun uğradığı zararı aynen geri verme veya tazmin suretiyle tamamen gidermesi halinde, verilecek cezanın üçte ikisine kadarı indirilir.

(2) Etkin pişmanlığın kovuşturma başladıktan sonra ve fakat hüküm verilmezden önce gösterilmesi halinde, verilecek cezanın yarısına kadarı indirilir.

(3) Yağma suçundan dolayı etkin pişmanlık gösteren kişiye verilecek cezanın, birinci fıkraya giren hallerde yarısına, ikinci fıkraya giren hallerde üçte birine kadarı indirilir.

Hırsızlık Suçunun Cezası

Hırsızlık suçu re’sen takip edilen suçlardan olup hırsızlığın kullanma hırsızlığı, hukuki ilişkiye dayanan alacağın tahsili amacıyla işlenmesi, paydaş veya elbirliği ile malik olunan mal üzerinde işlenmesi ile belirli akrabalar arasında işlenmesi halinde şikayete bağlıdır. Hırsızlık suçunun şahsi cezasızlık sebebi oluşturacak şekilde akrabalar arasında işlenmesi halinde Cumhuriyet savcısının kamu davasını açmada takdir yetkisi bulunmaktadır.

Hırsızlık suçunun temel şekli, daha az cezayı gerektiren nitelikli halleri ve 142. maddenin 1. v e 2. fıkralarında düzenlenen daha ağır cezayı gerektiren hallerinin varlığı halinde cezanın üst sınırı dikkate alındığında görevli mahkeme asliye ceza mahkemeleridir. Hırsızlığın sıvı veya gaz halindeki enerji hakkında veya örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde görevli mahkeme ağır ceza mahkemeleridir.

Hırsızlık suçunun konusunu oluşturan malın değerinin azlığı halinde verilecek cezada indirim yapılabileceği gibi ceza vermekten de vazgeçilebilir. Hırsızlık suçunun işlenmesinde kullanılan eşya şartları gerçekleşmesi durumunda müsadere edilir.

Hırsızlık Suçunun Nitelikli Halleri

Hırsızlık Suçunun Daha Ağır Cezayı Gerektiren Nitelikli Halleri

Hırsızlık Suçunun; Kime Ait Olursa Olsun Kamu Kurum Ve Kuruluşlarında Veya İbadete Ayrılmış Yerlerde Bulunan Ya Da Kamu Yararına Veya Hizmetine Tahsis Edilen Eşya Hakkında İşlenmesi

Madde 142- Hırsızlık suçunun;

Kime ait olursa olsun kamu kurum ve kuruluşlarında veya ibadete ayrılmış yerlerde bulunan ya da kamu yararına veya hizmetine tahsis edilen eşya hakkında, Türk Ceza Kanununun 142. maddesinin 1. fıkrasının a bendinde 3 ayrı nitelikli hal düzenlenmiştir:

Suç Konusu Eşyanın Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Bulunması

Bu nitelikli halde suç konusu eşyanın kamu kurum ve kuruluşunda bulunan eşya olması yeterli sayılmış olup ayrıca muhafaza altına alınmış olması aranmamaktadır. Kamu kurum ve kuruluşlarına örnek olarak kamu hastaneleri, üniversiteler verilebilir. Bu nitelikli hal bakımından suça konu eşyanın kimin olduğunun önemi bulunmamaktadır. Çalışan birine ait olabileceği gibi, kamu hizmetinden yararlanmak amacıyla kuruma gelmiş kişiye de ait olabilmektedir.

Suç Konusu Eşyanın İbadete Ayrılmış Yerlerde Bulunması

Söz konusu eşyanın ibadet için kullanılıyor olması gerekirken hırsızlığın ibadet saatleri içinde gerçekleşmesi aranmaz. Eşya ibadethaneye ait olabileceği gibi ibadet için oraya gelmiş kişilere de ait olabilmektedir. Bu nitelikli hale camideki halıların çalınması örnek verilebilir.

Suç Konusu Eşyanın Kamu Yararına veya Hizmetine Tahsis Edilmiş Olması

Kamu yararına veya hizmetine tahsis edilmiş eşyadan anlaşılması gereken herkesin yararlanmasına sunulmuş eşyadır. Bu eşyalara örnek olarak; elektrik direkleri ve parktaki banklar örnek verilebilir.

Hırsızlık Suçunun Halkın Yararlanmasına Sunulmuş Ulaşım Aracı İçinde Veya Bunların Belli Varış Veya Kalkış Yerlerinde Bulunan Eşya Hakkında İşlenmesi

Madde 142- Hırsızlık suçunun;
Halkın yararlanmasına sunulmuş ulaşım aracı içinde veya bunların belli varış veya kalkış yerlerinde bulunan eşya hakkında,

Suça konu eşyanın halkın yararlanmasına sunulmuş ulaşım aracı içinde veya bunların belli varış veya kalkış yerlerinde bulunması halinde faile daha ağır ceza verilecektir. Bu yerlerde bulunan eşyanın görevli personele veya ulaşım aracını kullanan yolculara ait olması arasında fark bulunmamaktadır.

Ulaşım araçlarının varış ve kalkış yerleri ile kastedilen ise bunların yolcu veya yük alıp indirdikleri yerlerdir. Otobüs durakları, metro istasyonları, havaalanları bu yerlere örnek verilebilir.

Hırsızlık Suçunun Bir Afet Veya Genel Bir Felaketin Meydana Getirebileceği Zararları Önlemek Veya Hafifletmek Maksadıyla Hazırlanan Eşya Hakkında İşlenmesi

Madde 142-(1) Hırsızlık suçunun;

Bir afet veya genel bir felaketin meydana getirebileceği zararları önlemek veya hafifletmek maksadıyla hazırlanan eşya hakkında,

Afet ve genel felaket ile deprem sel gibi tehlike oluşturan durumlar ifade edilmektedir. Suça konu eşyanın bu tehlike oluşturan durumların meydana getireceği zararı önlemek veya hafifletmek amacıyla hazırlanan eşya hakkında işlenmiş olması halinde faile daha ağır ceza verilecektir. Bu eşyalara örnek olarak yangın tüpleri, ilk yardım çantaları verilebilir. Bu eşyaların daimi veya geçici olarak hazırlanmış olmasının bir önemi bulunmamaktadır.

Suçun  Adet Veya Tahsis Veya Kullanımları Gereği Açıkta Bırakılmış Eşya Hakkında İşlenmesi
Madde 142-Hırsızlık suçunun;

Adet veya tahsis veya kullanımları gereği açıkta bırakılmış eşya hakkında

Bu nitelikli halin söz konusu olabilmesi için suça konu eşyanın açıkta bırakılmış olması gerekmektedir. Bu eşyalara örnek olarak tarladaki tarım aletleri, sokak lambaları, banklar verilebilir. Eşyanın herkesin girebileceği açık bir alanda bulunmasına rağmen muhafaza altına alınmış olması halinde açıkta bırakılmış eşyadan söz edilemez.

Hırsızlık Suçunun Kişinin Malını Koruyamayacak Durumda Olmasından Veya Ölmesinden Yararlanarak İşlenmesi Hırsızlık Suçunun Kişinin Malını Koruyamayacak Durumda Olmasından Veya Ölmesinden Yararlanarak İşlenmesi

Madde 142- Suçun;

Kişinin malını koruyamayacak durumda olmasından veya ölmesinden yararlanarak,

Hırsızlık suçunun kişinin malını koruyamayacak veya ölmesinden yararlanarak işlenmesi halinde fail daha ağır ceza ile cezalandırılacaktır. Kişinin malını koruyamayacak halde olması fiilin meydana getirildiği anda bulunmalıdır. Bu duruma örnek olarak ani fenalık hali verilmektedir.

Mağdurun malul durumda bulunması da malını koruyamayacak halde olmasına örnek olarak verilebilmektedir. Kişinin geçirdiği trafik kazası sonucu ölmesi halinde bu durumdan yararlanılarak suçun işlenmesi halinde ikinci nitelikli hal söz konusu olacaktır. Kişinin malını koruyamayacak hale fail tarafından getirilmemiş olması gerekmektedir. Aksi halde duruma göre yağma suçu gündeme gelebilecektir.

Hırsızlık Suçunun Haksız Yere Elde Bulundurulan Veya Taklit Anahtarla Ya Da Diğer Bir Aletle Kilit Açmak Veya Kilitlenmesini Engellemek Suretiyle İşlenmesi

Haksız yere elde bulundurulan veya taklit anahtarla ya da diğer bir aletle kilit açmak veya kilitlenmesini engellemek suretiyle,

Bu nitelikli halin söz konusu olabilmesi için hırsızlık suçunun eşyanın kilitlenerek muhafaza altına alınmasını önlemek için muhafaza yerinin kilitlenmesini engellemek suretiyle işlenmiş olması gerekir. Kilit açmak kavramından anlaşılması gereken ise kilidin haksız yere elde bulundurulan veya taklit bir anahtar vasıtasıyla açılmasıdır. Maymuncuk, tel toka gibi cisimler taklit anahtara örnek verilebilir.

Suçun Bilişim Sistemlerinin Kullanılması Suretiyle İşlenmesi
Madde 142-  Suçun;

Bilişim sistemlerinin kullanılması suretiyle,

Hırsızlık suçunun bilişim sistemlerinin kullanılarak işlenmesi halinde fail daha ağır ceza ile cezalandırılacaktır. Bu duruma örnek olarak failin mağdurun mobil bankacılık şifresini ele geçirmesi ve parayı kendi hesabına aktarması verilebilmektedir.

Hırsızlık Suçunun Tanınmamak İçin Tedbir Alarak Veya Yetkisi Olmadığı Halde Resmi Sıfat Takınarak İşlenmesi

Madde 142- Suçun;

Tanınmamak için tedbir alarak veya yetkisi olmadığı halde resmi sıfat takınarak,

Bu bentte tanınmamak için tedbir almak suretiyle ve yetkisi olmadığı halde resmi sıfat kullanılarak hırsızlık suçunun işlenmesi hali olmak üzere iki ayrı nitelikli hal düzenlenmiştir. Failin dış görünüşünde değişiklik yaparak bu suçu işlemesi durumunda tanınmamak için tedbir aldığı anlaşılabilmektedir. Bu duruma örnek olarak failin takma bıyık veya peruk takması verilebilir.

Tanınmamak için tedbir alma suçun en geç işlenmesi anında gerçekleştirilmiş olmalıdır. Suçun yetkisi olmadığı halde resmi sıfat takınarak işlenmesinden anlaşılması gereken ise failin gerçekte olmadığı halde kendisini kamu görevlisi olarak göstermesidir.

Büyük Veya Küçük Baş Hayvan Hakkında İşlenmesi

Madde 142-Suçun;

Büyük veya küçük baş hayvan hakkında,

Hırsızlık suçuna büyükbaş veya küçükbaş hayvanın konu olması halinde fail daha ağır ceza ile cezalandırılmaktadır. Bu hayvanlara manda, buzağı, inek, keçi vs. örnek verilebilecekken kümes hayvanları bu nitelikli hal kapsamında değerlendirilmemektedir.

Hırsızlık Suçunun Herkesin Girebileceği Bir Yerde Bırakılmakla Birlikte Kilitlenmek Suretiyle Ya Da Bina Veya Eklentileri İçinde Muhafaza Altına Alınmış Olan Eşya Hakkında İşlenmesi
Herkesin girebileceği bir yerde bırakılmakla birlikte kilitlenmek suretiyle ya da bina veya eklentileri içinde muhafaza altına alınmış olan eşya hakkında, İşlenmesi hâlinde, beş yıldan on yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

Hırsızlığın herkesin girebileceği bir yerde bırakılmakla birlikte kilitlenmek suretiyle ya da bina veya eklentileri içinde muhafaza altına alınmış olan eşya hakkında işlenmesi halinde fail daha ağır ceza ile cezalandırılmaktadır. Bent kapsamında bulunan ilk nitelikli halde eşya hem herkesin girebileceği yerde bırakılmış hem de kilitlenerek muhafaza altına alınmış olmalıdır.

İkinci nitelikli halde ise suça konu eşyanın bina veya eklentileri içinde muhafaza altına alınmış olması gerekmektedir. Bu durumda eşyanın ayrıca kilitlenerek muhafaza altına alınmış olması aranmamaktadır.

Bina veya eklentisinin aynı zamanda konut niteliğinde olması halinde fail ayrıca konut dokunulmazlığını ihlal suçundan da cezalandırılacaktır.

Hırsızlık Suçunun Suçun, Sıvı Veya Gaz Hâlindeki Enerji Hakkında Ve Bunların Nakline, İşlenmesine Veya Depolanmasına Ait Tesislerde İşlenmesi

Suçun, sıvı veya gaz hâlindeki enerji hakkında ve bunların nakline, işlenmesine veya depolanmasına ait tesislerde işlenmesi halinde, beş yıldan on iki yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Bu fiilin bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, ceza yarı oranında artırılır ve on bin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur.

Suçun, sıvı veya gaz hâlindeki enerji hakkında ve bunların nakline, işlenmesine veya depolanmasına ait tesislerde işlenmesi halinde fail suçun basit haline göre daha ağır ceza ile cezalandırılmaktadır. Bu nitelikli halin meydana gelmesi için iki şartın gerçekleşmesi aranmaktadır. Bunlar; hırsızlığa konu eşyanın sıvı veya gaz halindeki bir enerji olması ve hırsızlığın bu enerjilerin nakline, işlenmesine, depolanmasına ait tesislerde gerçekleştirilmiş olması gerekmektedir. Bu nitelikli hale petrol boru hattı üzerinden petrol çalınması halinde ortaya çıkabilmektedir.

Hırsızlık Suçunun Gece Vakti İşlenmesi

TCK Madde 143-

Hırsızlık suçunun gece vakti işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.

Türk Ceza Kanununun 6. maddesinde; Gece vakti deyiminden; güneşin batmasından bir saat sonra başlayan ve doğmasından bir saat evvele kadar devam eden zaman süresinin anlaşılması gerektiği düzenlemesine yer verilmiştir. Hırsızlığın bu zaman diliminde meydana gelmesi halinde suçun nitelikli hali meydana gelmiş olmaktadır. Fiilin meydana getirildiği zamanın kesin olarak belirlenememesi halinde ise “şüpheden sanık yararlanır” ilkesi gereği faile suçun basit halinden ceza verilecektir.

Hırsızlık Suçunun Daha Az Ceza Gerektiren Nitelikli Halleri

Hırsızlık Suçunun Paydaş Veya Elbirliği İle Malik Olunan Mal Üzerinde İşlenmesi

Daha az cezayı gerektiren hal

Paydaş veya elbirliği ile malik olunan mal üzerinde,

Hırsızlık suçunun konusunun paydaş veya elbirliği ile malik olunan mal olması halinde fail daha az ceza ile cezalandırılacaktır. Hatta bu nitelikli hal bakımından soruşturma ve  kovuşturma yapılabilmesi şikayet şartına bağlanmıştır.

Hırsızlık Suçunun Bir Hukuki İlişkiye Dayanan Alacağı Tahsil Amacıyla İşlenmesi

Madde 144-Hırsızlık suçunun;

Bir hukuki ilişkiye dayanan alacağı tahsil amacıyla, Bu nitelikli halin söz konusu olabilmesi için TCK üç şart aramaktadır:

  • Fail ile mağdur arasında alacak bulunması
  • Fail ile mağdur arasındaki alacağın hukuki ilişkiye dayanması (taraflar arasındaki alacağın kumar vb. gibi hukuki düzenin korumadığı sebeplerden oluşması halinde bu nitelikli hal uygulama alanı bulmayacaktır.)
  • Söz konusu alacağın tahsili amacıyla hırsızlık suçunun işlenmesidir.

Hırsızlık Suçunda Malın Değerinin Az Olması

Madde 145-(1) Hırsızlık suçunun konusunu oluşturan malın değerinin azlığı nedeniyle, verilecek cezada indirim yapılabileceği gibi, suçun işleniş şekli ve özellikleri de göz önünde bulundurularak, ceza vermekten de vazgeçilebilir.

Hırsızlık suçunun konusunu oluşturan malın değerinin azlığı olması halinde verilecek cezada indirim yapılabileceği gibi, hakimin takdirine bağlı olarak ceza vermekten de vazgeçilebilir.

Bu nitelikli halin söz konusu olabilmesi için iki koşulun varlığı aranmaktadır:

Failin daha fazlasını alma imkanı mevcutken az miktarda malı alması,
Aldığı şeyin değerinin az olmasıdır.

Hırsızlığın zincirleme şekilde işlenmesi halinde ise değerin azlığı alınan malın toplamı bakımından değil her suç bakımından ayrı ayrı değerlendirilmelidir. Malın değerinin belirlenememiş olması halinde ise “şüpheden sanık yararlanır” ilkesi gereği malın değeri az kabul edilecektir.

Zorunluluk hâli
Madde 147-Hırsızlık suçunun ağır ve acil bir ihtiyacı karşılamak için işlenmesi halinde, olayın özelliğine göre, verilecek cezada indirim yapılabileceği gibi, ceza vermekten de vazgeçilebilir.

Hırsızlık suçunun ağır ve acil bir ihtiyacı karşılamak için işlenmesi halinde, ceza miktarında indirim yapılabileceği gibi ceza vermekten de vazgeçilebilir. İhtiyacın ağır olması ile kastedilen durum ise ihtiyacın karşılanmaması halinde failden katlanmasının beklenemeyeceği bir düzeyde zararın meydana gelecek olmasıdır. Zorunluluk haline örnek olarak hasta çocuk için eczaneden ilaç çalınması veya aç çocuk için bakkaldan süt çalınması örnek verilebilir.

Hırsızlık Suçunun Neticesi Sebebiyle Ağırlaşmış Hali

Hırsızlık suçunun işlenmesi sonucunda haberleşme, enerji ya da demiryolu veya havayolu ulaşımı alanında kamu hizmetinin geçici de olsa aksaması hâlinde, yukarıdaki fıkralar hükümlerine göre verilecek ceza yarısından iki katına kadar artırılır.

Hırsızlık suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış halinin meydana gelebilmesi için;

  • Haberleşme, enerji ya da demiryolu veya havayolu ulaşımı alanında kamu hizmetinin geçici de olsa aksaması,
  • Bu neticeler bakımından failin en az taksirle hareket etmiş olması aranmaktadır.
  • Bu koşulların bulunması halinde faile verilecek ceza yarısından iki katına kadar artırılabilmektedir.

Hırsızlık Suçunda Adli Para Cezasına Çevirme

Adli para cezası, yargılamayı gerçekleştiren mahkeme tarafından, hükümlünün bir miktar parayı devlet hazinesine ödemesine karar verilmesidir. Ceza mahkemesi tarafından verilen hapis cezası, somut olayın koşullarının değerlendirilmesi sonucu adli para cezasına çevrilebilir. Hırsızlık suçunun ilgili hükümlerinde de hırsızlık suçunun işlenmesi halinde adli para cezasına hükmedilebileceği ifadesi açıkça yer almaktadır.

Ancak, belirtmek gerekir ki suçun temel hali suçun cezasının 1 yılı aşmaması durumunda para cezasına çevrilebilir. Ancak, nitelikli hallerinde ise suçun cezasının adli para cezasına çevrilebilmesi için teşebbüs, etkin pişmanlık gibi nedenlerden dolayı cezai indirim yapılmış olması gereklidir.

Hırsızlık Suçunda Erteleme

Erteleme kararında, mahkemece yargılanan kişinin suçlu olduğu tespit edilmiş ve kişi hakkında hapis cezası hükmedilmiştir. Ancak, mahkeme tarafından kişiye verilen hapis cezasının, cezaevinde infaz edilmesinden şartlı olarak vazgeçilmesi halinde erteleme kararı verilmiş olacaktır. Hırsızlık suçunun cezalandırılmasında, bahsedilen erteleme kararının verilmesi mümkündür.

Hırsızlık Suçunda Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılmasına Kararı

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, sanık hakkında hükmolunan cezanın belli bir denetim süresi içerisinde sonuç doğurmaması, denetim süresi boyunca kasıtlı bir suç işlenmez ve yükümlülüklere uygun davranılırsa ceza kararının ortadan kaldırılması ve davanın düşmesine yol açan, CMK’nın 231. Maddesinde düzenlenen bir cezanın bireyselleştirilmesi kurumudur. Hırsızlık suçu nedeniyle hükmedilen hapis cezası miktarının 2 yıl veya daha az olması halinde suçu işleyen hakkında hükmün açıklanmasının geriye bırakılması kararı verilebilir.

Erteleme kararı ile hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı (HAGB) ile aralarındaki en büyük fark; erteleme kararı hukuk dünyasında bir sonuç doğururken hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı ile kurulan hüküm hiç var olmamış gibi sonuç doğuracak olmasıdır. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı ile hakim hükme karar vermiş ancak belirli şartların gerçekleşmesi halinde hükmü açıklamaktan vazgeçmesi durumu mevcuttur.

Hırsızlık Suçu Soruşturma ve Kovuşturma Aşaması

Türk ceza hukukunda suçu şikayet etmek ya da ihbar etmek suretiyle ya da Cumhuriyet savcının suçun işlendiğini düşünmesi üzerine yine Cumhuriyet Savcısının yaptığı araştırmaya ceza yargılamasında soruşturma denmektedir. Bu aşamada savcı, kovuşturma aşamasına geçip geçmeye yer olup olmadığına karar vermek üzere araştırmak üzere soruşturma başlatır. Türk Ceza Muhakemesi Kanunu’nda soruşturma aşaması 160.maddede düzenlenmiştir.  Bu suça ilişkin olarak aşağıda daha detaylı izah edileceği üzere şikayete tabi bir suç olmadığı için hem şikayet üzerine hem de savcının re-sen araştırması üzerine soruşturma başlatılabilir.

Mezkur suçta, Cumhuriyet Savcısı ilk ihtimal olarak şüpheli hakkındaki soruşturmanın sonucunda suçu işlediğine dair yeterli şüphe oluşmadığından bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar vererek soruşturma aşamasını sonlandırabilir. Ya da ikinci ihtimal olarak şüpheli hakkında iddianame düzenler. Ceza Mahkemesi savcı tarafından düzenlenen iddianameyi kabul ederse kovuşturma aşamasına geçilmiş olur. İşte bu yargılama süreci CMK’da kovuşturma olarak adlandırılmıştır ve CMK’nın 175. Maddesinde düzenlenmiştir. Kovuşturma aşamasında Cumhuriyet Savcısı tarafından hazırlanan iddianamedeki eylem ve şüpheli hakkında yargılama yapılır ve şüpheli artık sanık durumuna geçer.

Hırsızlık Suçu Gözaltı ve Tutukluluk Hali

Kişilerin savcılık kararı ile kolluk tarafından (polis, jandarma) belirli bir yerde tutularak serbest hareket etme özgürlüğünün kısıtlanmasına gözaltı denmektedir. Gözaltına alınma için illa hakim kararı gerekmez. CMK’ya göre gözaltı şüphelinin/kişinin hakkındaki işlemlerin sağlıklı bir şekilde yürütülebilmesi ve tamamlanması adına kişiyi hürriyetinden alıkoyarak, kısıtlanmasıdır. Yakalanan şüpheli de gözaltına alınabilir. Gözaltı kararı adli sicil kaydına (sabıka kaydı) işlemez.

Tutuklama da yine aynı şekilde geçici olarak başvurulan bir koruma tedbiridir. Tutuklama kararı ile kişinin yine özgürlüğü kısıtlanmaktadır ancak gözaltı kararından farkı ister soruşturma ister kovuşturma aşamasında olsun mutlaka bir hakim tarafından verilmelidir. Dolayısıyla Cumhuriyet Savcısı şüpheli hakkında tutuklama kararı veremez. Tutuklama hükümlerinin uygulanabilmesi için, şüphelinin hırsızlık suçunu işlediği yönünde kuvvetli suç şüphesinin ve CMK’nın 100. maddesindeki koşulların bulunması gerekir. Bu koşulların varlığı halinde tutuklama hükümleri uygulanabilecektir.

Hırsızlık Suçunda Şikayet Süresi

Bu suç resen soruşturulan ve kovuşturulan bir suç tipidir. Fakat bunun istisnalarını; TCK’nin 144. maddesinde düzenlenen suçun hukuki ilişkiye dayanan alacağı tahsil amacıyla ya da paydaş veya elbirliği ile malik olunan mal üzerinde işlenmesi halleri ile 5237 sayılı TCK’nın 146. maddesinde düzenlenen kullanma hırsızlığı ve TCK’nın 167/2’nci maddesinde düzenlenen haklarında ayrılık kararı verilmiş olan eşlerden biri hakkında, aynı konutta beraber yaşamayan kardeşlerden biri hakkında, aynı konutta beraber yaşamakta olan amca, dayı, hala teyze yeğen veya ikinci derecede kayın hısımları hakkında zararlarına olacak şekilde hırsızlık suçunun soruşturulması ve kovuşturulması şikayete tabidir.

Örneğin, kanunda da açıkça belirtildiği üzere, suçun paydaş veya elbirliği ile malik olunan mal üzerinde veya bir hukukî ilişkiye dayanan alacağı tahsil amacıyla, işlenmesi hallerinde ya da malın geçici bir süre kullanılıp zilyedine iade edilmek üzere işlenmesi halinde söz konusu suç şikâyet üzerine soruşturulmakta ve kovuşturulmaktadır.

Hırsızlık Suçunda Zamanaşımı

Zamanaşımı, suçun varlığı devam etmesine rağmen devletin faile yargılama yapamaması ve cezalandıramamasına denir. Zamanaşımı ceza hakimi tarafından resen gözetilir ve talebe bağlı olmadan uygulanır. Zamanaşımı TCK’nın 66. maddesinde dava zamanaşımı ve 68. maddesinde ceza zamanaşımı olarak düzenlenmiştir. Dava zamanaşımı kanunda belirtilen sürelerin geçmesini nedeniyle kamu davasının açılamaması, açılması halinde ise davaya devam olunamayarak kamu davasının düşmesi sonucunu doğurur.

Beş yıldan fazla yirmi yıldan az hapis cezasını gerektiren hırsızlık suçlarında dava zamanaşımı süresi 15 yıl, 5 yıldan fazla olmamak üzere hapis veya adli para cezasını gerektiren hırsızlık suçlarında dava zamanaşımı süresi 8 yıldır. Bu suçun resen soruşturulan ve kovuşturulan bir suç olması nedeniyle şikayetten vazgeçilmesi halinde, hırsızlık suçundan dolayı açılmış olan davanın düşmesi durumu gerçekleşmeyecektir. Bu nedenle, dava zamanaşımı olan 8 sene içerisinde mağdur tarafından bildirilmesi halinde soruşturma evresi ve ardından kovuşturma evresi başlayacaktır.

Uzlaşma

Uzlaşma, suçtan mağdur olan kişinin suç şüphelisi ile anlaşması sonucunda ceza yargılamasının sona ermesidir. Uzlaşma şikayetten vazgeçme değildir. Suçun temel hali ve paydaş veya elbirliği ile malik olunan mal üzerinde veya bir hukukî ilişkiye dayanan alacağı tahsil amacıyla, işlenmesi halleri uzlaşma kapsamına giren suçlardandır. Uzlaştırma kapsamında olduğu belirlenen hırsızlık suçunun gece vakti işlenmesi durumunda uzlaştırma hükümlerinin uygulanmaz. Bu hususunda Yargıtay uzlaştırma hükümlerinin uygulanmayacağını belirtmiştir.

Hırsızlık Suçunda Etkin Pişmanlık

Etkin pişmanlık, kişilerin işledikleri suçtan sonra kendi iradeleri ile pişman olması, suçtan dolayı meydana gelen olumsuzlukların giderilmesi ve adalete katkı sunması ile bazı ceza indirimleri öngören bir kurumdur. TCK 168. maddenin birinci fıkrasına giren hallerde diğer bir ifadeyle soruşturma aşamasında pişmanlık gösterilerek zararın giderilmesi durumunda hırsızlık suçunda etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabileceğini belirtilmiştir.

Hırsızlık Suçunda Görevli Mahkeme

TCK’nın 141 ve 142. maddelerinde düzenlenen hırsızlık suçlarında görevli mahkeme, Asliye Ceza Mahkemesidir. Ancak, hırsızlık suçunun sıvı veya gaz halindeki enerji hakkında ve bunların nakline, işlenmesine veya depolanmasına ait tesislerde işlenmesi halinde Ağır ceza mahkemesi görevli olacaktır. Hırsızlık suçunda yetkili yargı merci, taşınır malın bulunduğu yerden alındığı başka bir deyişle çalındığı yerdeki yetkili mercidir.

 

Saygılarımızla
Avukat Oğuz Özdemir Hukuk ve Danışmanlık Bürosu

Not: Bültenimizde yer verilen açıklamalar, ilgili mevzuat çerçevesinde konuyu genel hatlarıyla ele alır tarzda Ceza Hukuku kategorisinde yer alıp, Ceza Hukuku Avukatı tarafından hazırlanmıştır. Size özel detaylı bilgi için büromuzla veya avukat bir meslektaşımız ile bağlantıya geçmenizi tavsiye ederiz. İletişim için tıklayınız.

Bu internet sitesindeki her türlü bilgi Eskişehir Barosuna kayıtlı Oğuz Özdemir Hukuk Bürosu tarafından yalnızca bilgilendirme amacıyla, Türkiye Barolar Birliği tarafından belirtilen ilgili düzenlemeleri uyarınca hazırlanmıştır.
Eskişehir Avukat ihtiyaçlarınız için bize ulaşarak hukuki sorunlarınız için destek alın. Avukat Eskişehir ve Çevre İllerde yaşayacağınız hukuki yardım ve ihtiyaçlarınızda, Eskişehir Avukat Oğuz Özdemir Hukuk Bürosu olarak Eskişehir Avukat ekibiyle iletişime geçebilirsiniz.