Taksirle adam öldürme

Eskişehir Avukat ve Hukuk Hizmetleri

Ceza Hukuku

Taksirle adam öldürme Eskişehir Ceza Hukuku Avukatı tarafından | 25 Ocak 2021 tarihinde yazıldı.

Taksirle adam öldürme

Taksirle adam öldürme suçu Türk Ceza Kanunu’nda düzenlenmiş olup TCK’ya göre taksirle bir insanın ölümüne neden olan kişi, iki yıldan altı yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Fiil, birden fazla insanın ölümüne ya da bir veya birden fazla kişinin ölümü ile birlikte bir veya birden fazla kişinin yaralanmasına neden olmuş ise, kişi iki yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Bu maddelerden anlaşılacağı üzere taksirle adam öldürmenin cezası 2 yıl ile 15 yıl arasında değişmektedir. Adam öldürmenin kasten mi olduğu taksirle mi olduğu hususu yapılacak yargılama neticesinde ortaya çıkacaktır. Taksirle öldürme (kazayla öldürme) suçu ile ilgili çok sayıda yargı kararı bulunmakta olup bugünkü makalemizde bunlardan birkaçını paylaşacağız.

Taksirle adam öldürme ile ilgili yargı kararları

Kavşağa yaklaşırken hızını azaltmamak ve çocukların civarında oyun oynadığı sokakta seyir hâlinde iken aracının hızını yol durumunun gerektirdiği şartlara uydurmamak suretiyle 2918 sayılı Kanun’un 52/1. maddesinin (a) ve (b) bentlerinde öngörülen yükümlülüklerini yerine getirmeyen sanığın, yerleşim yeri içerisinde seyir hâlinde iken yolun çevresinden birilerinin yola çıkabileceğini ve zarar görebileceğini öngörebileceği, bu nedenle bir kişinin ölümüyle neticelenen trafik kazasında tali derecede kusurlu olduğu, dolayısıyla meydana gelen kazada sanığın kusurunun bulunmadığı yönünde görüş bildiren Adli Tıp Kurumunca düzenlenen rapora itibar edilemeyeceği kabul edilmelidir. (Ceza Genel Kurulu 07.02.2019 tarih 704-75 sayılı kararı) Taksirle adam öldürme suçu ve cezası ile ilgili olarak Eskişehir ağır ceza avukatından bilgi alabilirsiniz. Taksirle adam öldürme ile ilgili Eskişehir ceza hukuku bürolarından bilgi alabilirsiniz.

Fırın olarak faaliyet gösteren iş yerinde birlikte çalışan sanık ile ölen arasında çıkan tartışmada, sanık ile ölenin karşılıklı olarak birbirlerine hakaret ettikleri, sanığın da yüz bölgesine yumrukla vurmak suretiyle öleni basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde yaraladığı, yaklaşık 10 dakika sonra fenalaşarak hastaneye kaldırılan ölenin hastanede yapılan tıbbi müdahaleye cevap vermeyerek kendisinde mevcut kronik kalp-damar hastalığının olayın meydana getirdiği efor ve stresin etkisiyle aktif hâle geçmesine bağlı olarak solunum-dolaşım durmasından hayatını kaybettiği olayda; yumrukla vurma eylemine bağlı olarak ölende meydana gelen yaralanmanın TCK’nın 86. maddesinin birinci fıkrası veya birinci ve üçüncü fıkraları kapsamında değil, ikinci fıkrası kapsamında kalan bir yaralanma olması nedeniyle sanığın eyleminin TCK’nın 87/4. maddesi kapsamındaki kasten yaralama sonucu ölüme neden olma suçunu oluşturmadığı kabul edilmelidir.

Yüz bölgesine yumruk atılması şeklindeki bir fiilin ölüm neticesini doğurmaya elverişli bir hareket olmasından ve sanığın eylemi ile ölüm neticesi arasında nedensellik bağı bulunmasından dolayı sanığın eyleminin TCK’nın 86/2. maddesinde düzenlenen kasten yaralama suçu kapsamında değerlendirilemeyeceği, ancak öldürme fiilinin taksirle de işlenebilmesi, sanığın olay tarihinde tartıştığı ölene yumrukla vurması şeklindeki hareketinin iradi olması,

sanığın ölüm neticesini istediğine dair bir tespitin yapılamaması ve hareket ile ölüm sonucu arasında nedensellik bağının bulunması hususları ile birlikte lise mezunu ve olay tarihi itibarıyla 28 yaşında olan sanığın yaşam tecrübesi ve eğitim düzeyi gözetilip ortak tecrübeler de dikkate alındığında, 50 yaşındaki bir kişinin yüzüne yumrukla vurulması neticesinde ölüm sonucunun meydana gelebileceğini öngörülebilecek durumda olduğu, sanığın öngörülebilir neticeyi öngörememesi nedeniyle eyleminin TCK’nın 85/1. maddesi kapsamındaki taksirle bir kişinin ölümüne neden olma suçunu oluşturduğu kabul edilmelidir.

Somut olayda ilk haksız davranışın sanıktan geldiği, sanığın başlangıçtaki haksız davranışlarına gösterilen tepkide de aşırılık ve açık bir oransızlık bulunmadığı, bu nedenle sanık hakkında haksız tahrik hükmünün uygulanma koşullarının mevcut olmadığı sonucuna ulaşıldığından haksız tahrik hükmünün uygulanma imkânının olmadığı açık olduğundan taksirli suçlarda haksız tahrik hükmünün uygulanıp uygulanmayacağının ayrıca tartışılmasına gerek görülmemiştir. (CGK, 18.09.2018 tarihli ve 1254-354 sayılı)

Orta refüjle bölünmüş, tek yönlü, çift şeritli, 7 metre genişliğinde, görüşün açık, taşıt trafiğinin yoğun olduğu yolda, sanığın gündüz vakti sevk ve idaresindeki kamyon ile yaya geçidini geçtikten sonra yolun sağ şeridindeki rögar çalışması nedeniyle sol şeritte seyir hâlinde olduğu, bu esnada ölen yayanın yolun sağından soluna orta refüje doğru geçmeye başladığı, orta refüje ulaştığında refüje girişi engellemek için etrafına çekilmiş olan zincire ayağının takılması sonucu dengesini kaybederek yola doğru düştüğü ve sanığın idaresindeki kamyonun sol arka tamponuna ve tekerleğine çarparak öldüğü olayda;

kazaya karışan araçta ve orta refüjdeki zincirlerde çarpmaya ilişkin herhangi bir emarenin tespit edilememesi, tehlikeyi idrak edecek yaştaki ölenin olay yerinin 20 metre gerisinde bulunan yaya geçidini kullanmaması ve sanığın kazanın oluşmasını engelleyebilecek hâl ve koşulda bulunmaması birlikte değerlendirildiğinde, ölenin kusurlu hareketi ile meydana gelen kazada sanığın kusurunun bulunmadığı kabul edilmelidir. (CGK, 05.12.2017 tarihli ve 698-515 sayılı) t

 

 

 

Saygılarımızla
Avukat Oğuz Özdemir Hukuk ve Danışmanlık Bürosu

Not: Bültenimizde yer verilen açıklamalar, ilgili mevzuat çerçevesinde konuyu genel hatlarıyla ele alır tarzda Ceza Hukuku kategorisinde yer alıp, Ceza Hukuku Avukatı tarafından hazırlanmıştır. Size özel detaylı bilgi için büromuzla veya avukat bir meslektaşımız ile bağlantıya geçmenizi tavsiye ederiz. İletişim için tıklayınız.

Bu internet sitesindeki her türlü bilgi Eskişehir Barosuna kayıtlı Oğuz Özdemir Hukuk Bürosu tarafından yalnızca bilgilendirme amacıyla, Türkiye Barolar Birliği tarafından belirtilen ilgili düzenlemeleri uyarınca hazırlanmıştır.
Eskişehir Avukat ihtiyaçlarınız için bize ulaşarak hukuki sorunlarınız için destek alın. Avukat Eskişehir ve Çevre İllerde yaşayacağınız hukuki yardım ve ihtiyaçlarınızda, Eskişehir Avukat Oğuz Özdemir Hukuk Bürosu olarak Eskişehir Avukat ekibiyle iletişime geçebilirsiniz.