Taksirle yaralama suçu ve cezası
Taksirle yaralama suçunun tanımı Türk Ceza Kanunu’nun 89. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre söz konusu suç taksirle başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olmaktır.
Taksirle yaralama suçundan söz edilebilmesi için dikkatsizlik veya özensizlik bir hareketi yapan failin bu hareketin doğuracağı neticeyi öngörmemesi veya öngörememesi gerekmektedir. Dikkatli ve özenli davranmaktaki ölçü normal bir insandır. Eğer ki fail yaptığı hareketin yaralama neticesi doğuracağını öngörmekte ancak neticeyi istememekte ise bu durumda bilinçli taksirden söz edilebilecektir.
Taksirle yaralama suçunun soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlıdır. Ancak, birinci fıkra kapsamına giren yaralama hariç, suçun bilinçli taksirle işlenmesi halinde şikâyet aranmaz (TCK madde 89/5)
Kasten yaralama suçu ve cezası ile ilgili makalemize ulaşmak için tıklayınız.
Yaralama suçu ve cezası ile ilgili makalemize ulaşmak için tıklayınız.
Taksirle Yaralama Suçunun Netice Sebebiyle Ağırlaşmış Halleri
Makale İçeriği Neleri İçerir?
Netice sebebiyle ağırlaşan suç sebebiyle failin cezalandırılması için ağır neticenin öngörülebilir olması gerekmektedir. Dolayısıyla taksirli hareketin doğuracağı ağır netice öngörülemiyorsa faile taksirle yaralamanın temel halinden ceza vermek gerekmektedir. Buna karşılık ağır netice öngörülebiliyorsa hafif taksirli fiilin, ağır taksirli fiilin içinde erimiş sayılacaktır.
Duyu organlarına ilişkin ağırlatıcı sebepler:
Duyu veya organlardan birinin sürekli zayıflaması
Duyudan veya organlardan birinin kaybı
Söz söylemeye ilişkin ağırlatıcı sebepler:
Söz söylemekte sürekli zorluk
Söz söyleme yeteneğinin kaybı
Çehreye ilişkin ağırlatıcı sebepler:
Yüzünde sabit iz meydana gelmesi
Yüzünde sürekli değişiklik
Beden ve akıl sağlığı doğması:
İyileşme olanağı bulunmayan bir hastalık doğması veya mağdurun bitkisel hayata girmesi
Mağdurun bitkisel hayata girmesi
Yaşam tehlikesi doğması
Ana karnındaki çocuğa ilişkin neticeler veya çocuk yapma yeteneğinin kaybı:
Çocuğun, zaman bakımından vaktinden önce doğması
Failin bu sebepten cezanın ağırlaştırılabilmesi için mağdurun gebe olduğunu bilmelidir. Aksi takdirde fiil normal yaralama sayılacaktır.
Çocuğun düşmesi
Çocuk yapma yeteneğinin kaybı
Kemik kırılması:
Yaralamanın ağırlığı, kırılan kemiğin mağdurun günlük yaşamını etkileme derecesine göre belirlenecektir. Hayat fonksiyonlarını etkileme derecesi soruşturma aşamasında hastane, yargılama aşamasında da Adli Tıp tarafından belirlenecektir.
Birden fazla kişinin yaralanması:
Bu durumda yaralamanın derecesi önemli değildir. Önemli olan taksirli sonucunda birden fazla kişinin yaralanmış olmasıdır.
Taksirli Yaralama Suçunun Cezası
Taksirli yaralama suçunun ağırlaştırılmış hallerinin soruşturulması ve kovuşturulması şikayete tabidir. Şikayet, mağdur tarafından olayın oluşundan itibaren altı aylık süre içinde yapılması gerekmektedir. Buna karşılık eğer ağırlaşmış hali içeren yaralama bilinçli taksirle gerçekleşmişse soruşturma re’sen yapılacaktır.
Taksirle başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi, üç aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır (TCK m. 89/1) Avukat Oğuz Özdemir olarak Eskişehir ve civar illerde ceza hukuku alanında müvekkillerimize hizmet vermekteyiz.
Taksirle yaralama fiili, mağdurun;
a) Duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına,
b) Vücudunda kemik kırılmasına,
c) Konuşmasında sürekli zorluğa,
d) Yüzünde sabit ize,
e) Yaşamını tehlikeye sokan bir duruma,
f) Gebe bir kadının çocuğunun vaktinden önce doğmasına, neden olmuşsa, TCK 89/1.maddesine göre belirlenen ceza, yarısı oranında artırılır (TCK m. 89/2).
Taksirle yaralama fiili, mağdurun;
a) İyileşmesi olanağı bulunmayan bir hastalığa veya bitkisel hayata girmesine,
b) Duyularından veya organlarından birinin işlevinin yitirilmesine,
c) Konuşma ya da çocuk yapma yeteneklerinin kaybolmasına,
d) Yüzünün sürekli değişikliğine,
e) Gebe bir kadının çocuğunun düşmesine, neden olmuşsa, TCK 89/1.maddesine göre belirlenen ceza, bir kat artırılır (TCK m. 89/3).
Fiilin birden fazla kişinin yaralanmasına neden olması halinde, altı aydan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur(TCK m. 89/4).
Taksirle Yaralama Suçu İle İlgili Yargıtay Kararları
Yargıtay 12. Ceza Dairesi’nin 31/03/2014 Tarih ve 2013/12737 Esas – 2014/7843 Karar sayılı kararı “Oluşa ve tüm dosya kapsamına göre, sanığın, idaresindeki yolcu minibüsüne binen katılanın yerine oturmasını beklemeden hareket etmesi nedeni ile geriye doğru savrulan katılanın açık olan kapıdan düşmesi sonucu yaralandığı olayda, bilinçli taksirin koşullarının oluştuğunun kabulünde isabetsizlik bulunmamakta ise de; 5271 sayılı CMK’nın 226/2. maddesi uyarınca iddianamede yer almayan TCK’nın 22/3. maddesinin uygulanabilmesi için sanığa ek savunma hakkı verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, Kanuna aykırı olup…” şeklindedir.
Yargıtay 12. Ceza Dairesi’nin 27/03/2014 Tarih ve 2013/16645 Esas – 2014/7629 Karar sayılı kararı “Sanığın, olay gecesi saat 00.43 sırası, meskun mahal dışı, refüjle bölünmüş yolda, yarım saat sonraki ölçüme göre 1,18 promil alkollü olarak yönetimindeki otoyla seyir halindeyken, alkolün de etkisiyle direksiyon hakimiyetini kaybederek orta refüjdeki direğe çarpıp takla atarak, karşı yol bölümüne geçmesi sonucu, araçta yolcu olarak bulunan ve kendisinden şikayetçi olmayan arkadaşı mağdur O.. Y..’nin orta (2.) derecede klavikula kemik kırığı ile yaralanmasına neden olduğu olayda, mağdurun yaralanmasının TCK’nın 89. maddesinin 2-b fıkra ve bendi kapsamında kalması ve olayda bilinçli taksirin uygulanma koşullarının oluşması nedeniyle aynı maddenin 5. fıkrası uyarınca sanığın taksirle yaralama eyleminin takibinin şikayete bağlı olmaması karşısında, iddianamedeki anlatım ve mağdurun şikayetçi olmaması nedeniyle verilmiş bir takipsizlik kararı bulunmadığı da dikkate alınarak, sanık hakkında uygulanması ihtimaline binaen TCK’nın 89/2-b maddesi uyarınca ek savunma hakkı verilerek sanığın atılı bilinçli taksirle yaralama suçundan dolayı, ceza miktarı yönünden kazanılmış hakkı da gözetilerek mahkumiyetine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde atılı trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan dolayı mahkumiyetine karar verilmesi, Kanuna aykırı olup….” şeklindedir.
Yargıtay 12. Ceza Dairesi’nin 28/04/2014 Tarih ve 2013/18217 Esas – 2014/10183 Karar sayılı kararı “Olay günü 145 promil alkollü olan sanığın idaresindeki otomobille müşteki E.. K..’ün idaresindeki araca Erol’un şeridinde çarpması sonucu yaralamalı trafik kazasına sebebiyet verdiği olayda, asli ve tam kusurlu olan sanığın TCK’nın 61/1 ve 22/4 madde ve fıkralarında yer alan ölçütlerden olan meydana gelen zararın ağırlığı ve sanığın taksirinin yoğunluğu nazara alındığında temel ceza tayininde alt sınırdan uzaklaşılması gerektiğinin gözetilmemesi, Kanuna aykırı olup…” şeklindedir.
Saygılarımızla
Eskişehir Ceza Avukatı Oğuz Özdemir
Not: Bültenimizde yer verilen açıklamalar, ilgili mevzuat çerçevesinde konuyu genel hatlarıyla ele alır tarzda hazırlanmıştır. Size özel detaylı bilgi için büromuzla veya avukat bir meslektaşımız ile bağlantıya geçmenizi tavsiye ederiz. İletişim için tıklayınız.
Bu site sadece bilgilendirme amacıyla hazırlanmış olup, sitede yer alan bilgilendirmeler Türkiye Barolar Birliğinin ilgili düzenlemeleri uyarınca hazırlanmıştır.
Saygılarımızla
Avukat Oğuz Özdemir Hukuk ve Danışmanlık Bürosu
Not: Bültenimizde yer verilen açıklamalar, ilgili mevzuat çerçevesinde konuyu genel hatlarıyla ele alır tarzda Ceza Hukuku kategorisinde yer alıp, Ceza Hukuku Avukatı tarafından hazırlanmıştır. Size özel detaylı bilgi için büromuzla veya avukat bir meslektaşımız ile bağlantıya geçmenizi tavsiye ederiz. İletişim için tıklayınız.
Bu internet sitesindeki her türlü bilgi Eskişehir Barosuna kayıtlı Oğuz Özdemir Hukuk Bürosu tarafından yalnızca bilgilendirme amacıyla, Türkiye Barolar Birliği tarafından belirtilen ilgili düzenlemeleri uyarınca hazırlanmıştır. Bu Makale Eskişehir Ceza Hukuku Avukatı Oğuz Özdemir tarafından onaylandı!