Şiddetli Geçimsizlik Nedeniyle Boşanma Davası

Eskişehir Avukat ve Hukuk Hizmetleri

Boşanma Davaları

Şiddetli Geçimsizlik Nedeniyle Boşanma Davası Eskişehir Boşanma Davaları Avukatı tarafından | 23 Şubat 2021 tarihinde yazıldı.

Şiddetli Geçimsizlik Nedeniyle Boşanma Davası

Boşanma hukuku sistemi ve mevzuatı içerisinde eşler ancak kanunda sayılı sebepleri gerekçe göstererek boşanma davası açabilirler. 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu’nda boşanma nedenlerinin genel ve özel nedenler olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Bugünkü makalemiz de genel bir boşanma nedeni olan şiddetli geçimsizlik kanundaki tanımı ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma davasıdır.

Şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanma davası evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olması durumunda eşlerden her biri boşanma davası açabilir. Boşanmaya yol açan sebeplerde hangi eşin daha kusurlu olduğu önemsizdir. Dolayısıyla daha ağır kusurlu eşin de bu sebebe dayanarak boşanma davası açması mümkündür.

Şiddetli Geçimsizlik Nedeniyle Boşanma Davasının Şartları Nelerdir

1-Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılmış Olması

Burada kastedilen, şiddetli geçimsizlik dolayısıyla eşler arasında önemli fikir ve duygu ayrılığının olmasıdır. Yasa da evlilik birliğinin temelden sarsılması olarak kabul edilen bu durumu davacı eş ispat etmek zorundadır. Ayrıca yargılama sırasında hâkim söz konusu evliliğin birliğinde temelden sarsılmanın bulunup bulunmadığını da takdir edecektir.

2-Şiddetli Geçimsizliğin En Az Eşlerden Biri İçin Ortak Hayatı Sürdürmesi Beklenemeyecek Derecede Olması Gerekir.

Evliliği temelinden sarsan olayları eşlerden birisi yada her ikisi için ortak hayatı sürdüremeyecek derede ağır olmalıdır. Davacı açısından bu şartların gerçekleşip gerçekleşmediğini hakim takdir edecektir. Uygulama da nelerin boşanmayı gerektirecek derecede evlilik birliğinin temelinden sarsmış olarak kabul edildiği hususlardan bazıları şunlardır.

  • Eşine karşı fiziksel şiddet uygulamak
  • Eşine karşı ekonomik ve psikolojik şiddet uygulamak
  • Eşine hakaret etmek
  • Taraf ailelerin evliliğe müdahale etmesine izin vermek
  • Aile sırlarını üçüncü kişilerle paylaşmak
  • Alkol ve kumar bağımlılığı
  • Cinsel ilişkiye girmeme veya cinsel iktidarsızlık
  • Eşini başkalarının yanında küçük düşürmek
  • Eşlerin güven sarsıcı ve sadakat yükümlüğüne aykırı davranışları,

gibi sebepleri saymak mümkündür. Yukarıda boşanma için evlilik birliğine sarsan olaylar sınırlı sayıda olmayıp başka sebepler de evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olabilecektir. Avukat Oğuz Özdemir olarak Eskişehir ve civar illerinde boşanma avukatı olarak müvekkillerimize hizmet vermekteyiz.

3-Davalı Tarafça Davacı Tarafın Daha Kusurlu Olduğu İtirazının İleri Sürülmemiş Olması

Boşanma davasına konu edilen olaylarda davalı taraf kusurlu yada az kusurlu olduğu durumlarda davacının daha çok kusurlu olduğunu ispatlaması durumunda bu durumu ileri sürerek davacı eşin açtığı davaya itiraz hakkı bulunmaktadır. Ancak, daha fazla kusurlu eşin açtığı boşanma davasının reddedilmesi, az kusurlu eş tarafından talep edildiğinde; yani az kusurlu eş boşanmak istemediğinde şu şartların da birarada gerçekleşmesi gerekir. Boşanmak istemeyen az kusurlu eşin karşı çıkmasının, hakkın kötüye kullanılması (MK m.2) niteliğinde olduğunun ispatlanması gerekir. Eş ve çocuklar açısından evliliğin sürdürülmesinin korunmaya değer olmadığının anlaşılması gerekir.

Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsıldığının Kabul Edildiği Kanuni Haller

1-)Anlaşmalı Boşanma Halinde Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması: Evlilik en az bir yıl sürmüş ise, eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi halinde, evlilik birliği temelinden sarsılmış kabul edilmektedir. Anlaşmalı boşanma kararı verilebilmesi için hakimin davacı ve davalı bizzat dinleyerek iradelerinin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi ve boşanmanın mali sonuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulması şarttır.

2-) Ortak Hayatın Yeniden Kurulamaması: Boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlamak üzere üç yılın geçmesi halinde her ne sebeple olursa olsun taraflar arasında ortak hayat yeniden kurulamamış ise evlilik birliği temelden sarsılmış kabul edilir ve sayılır ve eşlerden birinin başvurusu üzerine boşanmaya karar verilmektedir.

Şiddetli Geçimsizlik Nedeniyle Boşanma Davasına ilişkin Yargı Kararları

Mahkemece, taraflar eşit kusurlu kabul edilerek boşanma kararı verilmiş ise de; yapılan soruşturma ve toplanan delillerden, davalı kadının eve misafir almadığı, eşinin kardeşini evden kovduğu ve gereksiz harcamalarda bulunarak birlik görevlerini yerine getirmediği, davacı erkeğin ise eşine sürekli şiddet uyguladığı, “beyinsiz”‘ diye hakaret ettiği ve eve misafir gelmesine izin vermediği anlaşılmaktadır. Eşine hakaret eden ve sürekli şiddet uygulayan davacı erkek davalı kadına göre boşanmaya neden olan olaylarda daha fazla kusurludur. Bu yön nazara alınmadan tarafların eşit kusurlu kabul edilmesi ve buna bağlı olarak, davalı kadının maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddedilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir. Boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakları zarar gören, mevcut ve beklenen menfaatleri zedelenen az kusurlu olan davalı kadın yararına Türk Medeni Kanununun 174. maddesinin (1.) ve (2.) fıkrası gereğince uygun miktarda maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, bu isteklerin reddi doğru bulunmamıştır. (Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 12.11.2015 tarih ve 2015/6526 Esas 2015/21241 karar sayılı içtihadı)Çekişmeli boşanma davası; velayet, nafaka, maddi ve manevi tazminat, mal paylaşımı gibi önemli hukuki sorunlar da ortaya çıkardığından davanın bir boşanma avukatı tarafından takip edilmesinde fayda vardır.

Davacı-karşı davalı erkeğin, ailesinin müdahalesine sessiz kaldığı, müşterek konuta cihaz yerleştirerek uzun bir süre eşini dinlediği, tehdit ettiği ve evden kovduğu, davalı-karşı davacı kadının ise, eşine ve eşinin ailesine sürekli hakaretler ettiği, anlaşılmakla, evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda davalı-karşı davacı kadın az da olsa kusurludur. Bu halde, taraflar arasında ki ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir.(Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 22.12.2016 tarih ve 2015/21610 Esas 2016/16336 karar sayılı içtihadı)

Ayrılık döneminde gerçekleşen yeni bir olayın varlığı ispatlanmış değildir. Gerçekleşen bu durum karşısında boşanmaya sebep olan olaylarda birlik görevlerini yerine getirmeyen, eşinin doğumuyla ilgilenmeyen ve eşine bağırmak suretiyle aşağılayan davalı ( koca )’nın tamamen kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Durum böyle olduğu halde, davacı ( kadın )’ın eşit kusurlu olduğunun kabulü ve bu hatalı kusur belirlemesine bağlı olarak maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.(Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 11.12.2014 tarih ve 2014/25248 Esas 2014/25413 karar sayılı içtihadı)

Davacı-karşı davalı erkeğin mahkemece belirlenen kusurlu davranışlarının yanında davalı-karşı davacı kadının da çocuk sahibi olmayı istemediği, eşi için “adam değil” dediği ve eşinin ailesine ilgi göstermediği anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu duruma göre, davacı-karşı davalı erkek de dava açmakta haklıdır. Öyleyse, erkeğin boşanma davasının da kabulü ile boşanmaya karar verilecek yerde, davasının reddi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. (Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin11.04.2016 tarih ve 2015/16100 Esas 2016/7291 karar sayılı içtihadı)Davalı-davacı erkeğin ortak çocuklar ile davacı-davalı kadına hakaret ettiği, ortak çocuklara fiziksel şiddet uyguladığı, davacı-davalı kadına da birden fazla kez fiziksel şiddet uyguladığı en son olayda kadının kafasına yumruk attığı anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında, davalı-davacı erkeğin, davacı-davalı kadına pek kötü ve onur kırıcı davranışta bulunduğunun (TMK m. 162) kabulü gerekir. Öyleyse, davacı-davalı kadının Türk Medeni Kanununun 162. maddesi hukuki sebebine dayalı boşanma talebinin de kabulü gerekirken..(Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 10.04.2018 tarih ve 2016/15596 Esas 2018/4776 karar sayılı içtihadı) Boşanma davası, yanında velayet, nafaka, maddi ve manevi tazminat, mal paylaşımı gibi önemli hukuki sorunlar da ortaya çıkardığından davanın bir avukat tarafından takip edilmesinde fayda vardır.

Saygılarımızla

Avukat Oğuz Özdemir Hukuk ve Danışmanlık Bürosu

Not: Bültenimizde yer verilen açıklamalar, ilgili mevzuat çerçevesinde konuyu genel hatlarıyla ele alır tarzda hazırlanmıştır. Size özel detaylı bilgi için büromuzla veya avukat bir meslektaşımız ile bağlantıya geçmenizi tavsiye ederiz. İletişim için tıklayınız.

Bu site sadece bilgilendirme amacıyla hazırlanmış olup, sitede yer alan bilgilendirmeler Türkiye Barolar Birliğinin ilgili düzenlemeleri uyarınca hazırlanmıştır.

Saygılarımızla
Avukat Oğuz Özdemir Hukuk ve Danışmanlık Bürosu

Not: Bültenimizde yer verilen açıklamalar, ilgili mevzuat çerçevesinde konuyu genel hatlarıyla ele alır tarzda Boşanma Davaları kategorisinde yer alıp, Boşanma Davaları Avukatı tarafından hazırlanmıştır. Size özel detaylı bilgi için büromuzla veya avukat bir meslektaşımız ile bağlantıya geçmenizi tavsiye ederiz. İletişim için tıklayınız.

Bu internet sitesindeki her türlü bilgi Eskişehir Barosuna kayıtlı Oğuz Özdemir Hukuk Bürosu tarafından yalnızca bilgilendirme amacıyla, Türkiye Barolar Birliği tarafından belirtilen ilgili düzenlemeleri uyarınca hazırlanmıştır.
Eskişehir Avukat ihtiyaçlarınız için bize ulaşarak hukuki sorunlarınız için destek alın. Avukat Eskişehir ve Çevre İllerde yaşayacağınız hukuki yardım ve ihtiyaçlarınızda, Eskişehir Avukat Oğuz Özdemir Hukuk Bürosu olarak Eskişehir Avukat ekibiyle iletişime geçebilirsiniz.