Taksirle yaralama
Halk arasında kazayla yaralama olarak da bilinen taksirle yaralama suçu ceza kanunumuzda taksirle başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi, üç aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır şeklinde düzenlenmiştir.
Taksirle yaralama suçunun nitelikli halleri nelerdir?
Makale İçeriği Neleri İçerir?
- Duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına,
- Vücudunda kemik kırılmasına,
- Konuşmasında sürekli zorluğa,
- Yüzünde sabit ize,
- Yaşamını tehlikeye sokan bir duruma,
- Gebe bir kadının çocuğunun vaktinden önce doğmasına, neden olmuşsa, birinci fıkraya göre belirlenen ceza, yarısı oranında artırılır.
Taksirle yaralama fiili, mağdurun;
- İyileşmesi olanağı bulunmayan bir hastalığa veya bitkisel hayata girmesine,
- Duyularından veya organlarından birinin işlevinin yitirilmesine,
- Konuşma ya da çocuk yapma yeteneklerinin kaybolmasına,
- Yüzünün sürekli değişikliğine,
- Gebe bir kadının çocuğunun düşmesine, neden olmuşsa, birinci fıkraya göre belirlenen ceza, bir kat artırılır.
Fiilin birden fazla kişinin yaralanmasına neden olması hâlinde, altı aydan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
Taksirle yaralama suçunun soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlıdır. Ancak, birinci fıkra kapsamına giren yaralama hariç, suçun bilinçli taksirle işlenmesi halinde şikâyet aranmaz.
Taksirle yaralamaya ilişkin yargı kararları
Mağdurenin yaya geçidinden karşıya geçtiği sırada sanığın hızlı bir şekilde kullandığı araç ile kendisine çarptığını beyan etmesi, Adli Tıp Kurumunca düzenlenen raporda sanığın asli; keşif sonrası trafik polisi bilirkişi tarafından düzenlenen raporda ise tali kusurlu olduğunun belirtilmesi, kaza tespit tutanağında da sanığın kural ihlalinde bulunduğu belirtilip ekinde bulunan krokide fren izine rastlanmadığının tespit edilmesi hususları birlikte değerlendirildiğinde; sanığın kavşaklara yaklaşırken, dönemeçlere girerken, tepe üstlerine yaklaşırken, dönemeçli yollarda ilerlerken, yaya geçitlerine, hemzemin geçitlere, tünellere, dar köprü ve menfezlere yaklaşırken, yapım ve onarım alanlarına girerken, hızlarını azaltmak ile hızlarını, kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak kurallarını ihlal etmesi nedeniyle kazanın meydana gelmesinde kusurlu olduğunun kabulü gerekmektedir.
Sanığın, olay günü saat 14.30 sıralarında yönetimindeki kamyonet ile yaklaşık 7 metre genişliğindeki tek yönlü yolda ve meskun mahalde seyrederken, sağında duraklayan otobüsün önünde bulunan yaya geçidinden karşıya geçmek üzere yola giren 13 yaşındaki mağdureye aracının sağ yan ön tarafı ile çarptığı ve meydana gelen kaza neticesinde mağdurenin ayak bileğinde hayati fonksiyonlarını 2. derecede etkileyecek kemik kırığı oluşacak şekilde yaralandığı olayda; mağdurenin yaya geçidinden karşıya geçtiği sırada sanığın hızlı bir şekilde kullandığı araç ile kendisine çarptığını beyan etmesi, sanığın, Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesince düzenlenen raporda asli, keşif sonrası düzenlenen trafik polisi bilirkişi tarafından düzenlenen raporda tali kusurlu olduğu, kaza tespit tutanağında da kural ihlalinde bulunduğunun belirtilip ekinde bulunan krokide fren izi bulunmadığının tespit edilmesi hususları birlikte değerlendirildiğinde; sanığın kavşaklara yaklaşırken, dönemeçlere girerken, tepe üstlerine yaklaşırken, dönemeçli yollarda ilerlerken, yaya geçitlerine, hemzemin geçitlere, tünellere, dar köprü ve menfezlere yaklaşırken, yapım ve onarım alanlarına girerken, hızlarını azaltmak ile hızlarını, kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak kurallarını ihlal etmesi nedeniyle kazanın meydana gelmesinde kusurlu olduğunun kabulü gerekmektedir.
Bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının kabulüne, Özel Daire bozma kararının kaldırılmasına, Yerel Mahkeme hükmünün esasının incelenmesi için dosyanın Özel Daireye gönderilmesine karar verilmelidir. … (Ceza Genel Kurulu , 23.01.2018 tarihli ve 511-19 sayılı) Her yaralama olayına ilişkin yapılacak yargılama farklı olacağı için müşteki veya sanık olduğunuz ceza dosyasında bir avukat ile çalışmanızı tavsiye ederiz.
Sanığın sahibi olduğu iş yerinde, olay tarihinden altı ay önce polisaj işçisi olarak çalışmaya başlayan katılanın, olay günü çalışırken sol eli için kullanacağı eldivenin ıslak olması ve başka eldiven de bulunmaması nedeniyle sol eline sardığı bezin ucunu zımpara makinesinde kesmek istediği, bu esnada kolunun makineye sıkışması sonucunda parçalı kırık oluşacak şekilde yaralandığı olayda; sanığın, işçilere gerekli iş güvenliği eğitiminin verilmesini sağlamaması, yeterince kişisel koruyucu malzemeyi temin etmemesi ve işçilere verilen malzemelerin kullanılıp kullanılmadığını denetlememesi nedenleriyle olayın meydana gelmesinde kusurlu olduğu anlaşıldığından, atılı suçtan cezalandırılması gerektiği kabul edilmelidir. (Ceza Genel Kurulu , 19.12.2017 tarihli ve 461-549 sayılı)
Saygılarımızla
Avukat Oğuz Özdemir Hukuk ve Danışmanlık Bürosu
Not: Bültenimizde yer verilen açıklamalar, ilgili mevzuat çerçevesinde konuyu genel hatlarıyla ele alır tarzda hazırlanmıştır. Size özel detaylı bilgi için büromuzla veya avukat bir meslektaşımız ile bağlantıya geçmenizi tavsiye ederiz. İletişim için tıklayınız.
Bu site sadece bilgilendirme amacıyla hazırlanmış olup, sitede yer alan bilgilendirmeler Türkiye Barolar Birliğinin ilgili düzenlemeleri uyarınca hazırlanmıştır.
Saygılarımızla
Avukat Oğuz Özdemir Hukuk ve Danışmanlık Bürosu
Not: Bültenimizde yer verilen açıklamalar, ilgili mevzuat çerçevesinde konuyu genel hatlarıyla ele alır tarzda Hukuk Bülteni kategorisinde yer alıp, Hukuk Bülteni Avukatı tarafından hazırlanmıştır. Size özel detaylı bilgi için büromuzla veya avukat bir meslektaşımız ile bağlantıya geçmenizi tavsiye ederiz. İletişim için tıklayınız.
Bu internet sitesindeki her türlü bilgi Eskişehir Barosuna kayıtlı Oğuz Özdemir Hukuk Bürosu tarafından yalnızca bilgilendirme amacıyla, Türkiye Barolar Birliği tarafından belirtilen ilgili düzenlemeleri uyarınca hazırlanmıştır. Bu Makale Eskişehir Hukuk Bülteni Avukatı Oğuz Özdemir tarafından onaylandı!