İhtiyaç Nedeniyle Tahliye Davası
Bugünkü makalemizde İhtiyaç Nedeniyle Tahliye Davasını hukuken ele alacağız.
Kira sözleşmesi
Makale İçeriği Neleri İçerir?
- 1 Kira sözleşmesi
- 2 Bildirim ( Fesih ) Yoluyla Sona Erme
- 3 İhtiyaç Nedeniyle Tahliye Davası
- 4 İHTİYAÇ NEDENİYLE TAHLİYE DAVASI
- 5 İhtiyaç Nedeniyle Tahliye Davası Açmanın Şartları
- 6 İhtiyaç Sebebiyle Tahliye Davasını Kimler Açabilir?
- 7 İhtiyaç Nedeniyle Tahliye Ne Zaman İstenebilir?
- 8 İhtiyaç Nedeniyle Tahliye Davası Hangi Mahkemede Açılır?
- 9 Yeniden Kiralama Yasağı
- 10 İhtiyaç Nedeniyle Tahliye Davasında İspat
Kiracının ödemeyi üstlendiği kira bedeli karşılığında kiraya verenin, belirli veya belirli olmayan bir süre için bir şeyin kullanılmasını veya kullanılmasıyla birlikte ondan yararlanılmasını kiracıya bırakmayı üstlendiği sözleşmeye kira sözleşmesi denir. Kira sözleşmesinde kullanımı bırakılan şeyin, ne kadar süreliğine bırakıldığı hususunda anlaşma bulunduğu takdirde bu kira sözleşmelerine “Belirli süreli kira sözleşmeleri” denir. Kullanımı için herhangi bir süre belirtilmeyen sözleşmelere ise “Belirsiz süreli kira sözleşmeleri” denir. Kira sözleşmesi birçok yolla sona erebilir. Konut ve çatılı işyeri kira sözleşmelerinin sona ermesi, bildirim (fesih) yoluyla ve dava yoluyla olmak üzere iki şekilde karşımıza çıkar.
Bildirim ( Fesih ) Yoluyla Sona Erme
-Belirli süreli kira sözleşmelerinde kira sözleşmesinin bitim tarihinden en az on beş gün önce kiracı, bildirimde bulunmak suretiyle sözleşmeyi sona erdirebilir. Bu husus Türk Borçlar Kanunu’nun 347. Maddesinde düzenlenmiştir.
TBK 347: (1) Konut ve çatılı işyeri kiralarında kiracı, belirli süreli sözleşmelerin süresinin bitiminden en az onbeş gün önce bildirimde bulunmadıkça, sözleşme aynı koşullarla bir yıl için uzatılmış sayılır. Kiraya veren, sözleşme süresinin bitimine dayanarak sözleşmeyi sona erdiremez. Ancak, on yıllık uzama süresi sonunda kiraya veren, bu süreyi izleyen her uzama yılının bitiminden en az üç ay önce bildirimde bulunmak koşuluyla, herhangi bir sebep göstermeksizin sözleşmeye son verebilir.
Kanundan da anlaşılacağı üzere belirli süreli kira sözleşmelerinde bildirim yoluyla sözleşmeyi sona erdirme hakkı yalnızca kiracıya tanınmıştır. Kiracı sözleşmeyi sona erdirmek isterse on beş gün önceden kiraya verene bildirebilir ve evi tahliye edebilir. Böyle bir bildirimde bulunmadığı takdirde kira sözleşmesi otomatik olarak bir kira yılı uzar. Kiraya veren her ne kadar sözleşmeye devam etmek istemese de sürenin bitimine dayanarak kiracının evden çıkmasını isteyemez.
Kiraya veren belirli süreli kira sözleşmelerinde ancak on yıllık uzama süresi sonunda, bu süreyi izleyen diğer uzama yılının bitiminden en az üç ay önce bildirimde bulunarak sözleşmeyi sona erdirebilir. Kiracı için de kiraya veren için de bu ihtarın yazılı yapılması şarttır.
Belirsiz süreli kira sözleşmelerinde ise kiracı her zaman genel fesih sürelerine uyarak sözleşmeyi feshedebilirken kiraya veren yine on yıllık uzama süresinin ardından sonraki uzama senesinde genel fesih sürelerine uyarak sözleşmeyi feshedebilir. Kiracının tahliye ile ilgili olarak Eskişehir kira avukatından bilgi alabilirsiniz.
İhtiyaç Nedeniyle Tahliye Davası
Kira sözleşmesini dava yolu ile sona erdirilmesi kanunda sınırlı sayıda sayılmıştır. Bunlar;
- Kiraya verenin ve yakınlarının kiralanana duyduğu gereksinim nedeniyle söz. Sona ermesi
- Mülkiyeti sonradan kazanan malikin duyduğu gereksinim nedeniyle sözleşmenin ona ermesi
- Kiraya verenin kira sözleşmesini kiralananı yeniden inşası veya imarı amacıyla sona erdirmesi
- Kiracının tahliye taahhüdü
- Kiraya verenin, kiracının aynı kira süresi içinde kira bedelini ödememesi nedeniyle yazılı olarak iki haklı ihtarda bulunmasına dayanan tahliye talebi
- Kiracının veya birlikte yaşadığı eşinin aynı ilçe veya belde belediye sınırları içinde oturmaya elverişli bir konutunun bulunması
İHTİYAÇ NEDENİYLE TAHLİYE DAVASI
TBK m.350’ye göre kiraya veren, kira sözleşmesini ; kiralananı kendisi, eşi, altsoyu, üstsoyu veya kanun gereği bakmakla yükümlü olduğu diğer kişiler için konut ya da işyeri gereksinimi sebebiyle kullanma zorunluluğu varsa belirli süreli sözleşmelerde sürenin sonunda, belirsiz süreli sözleşmelerde kiraya ilişkin genel hükümlere göre fesih dönemi ve fesih bildirimi için öngörülen sürelere uyularak belirlenecek tarihten başlayarak bir ay içinde açacağı dava ile sona erdirebilir.
Bu tarihler arasında kiracıya ihtar göndermeye gerek kalmaksızın tahliye davası açılabilir. İşbu bir aylık süre hak düşürücü süredir. Öyle ki, bu bir aylık sürenini kaçırılması halinde tahliye nedeniyle dava açılamaz. Açılsa dahi usulden reddedilecektir. Her ne kadar bu sebebe dayanarak tahliye davası açabilmek için ihtar çekme zorunluluğu bulunmasa da ihtar çekmenin bir avantajı vardır.
Kiraya verenin, gereksinim nedeniyle tahliye davası açması için kiracıya önceden ihtarda bulunması gerekli değildir. Ancak kiraya veren sürenin sona ermesinden önce kiracıya ihtarda bulunmuş ve ihtiyaç nedeniyle kiralananda oturmak istediğini, bu nedenle de sözleşmeyi sona erdirmek istediğini bildirmiş ise, bir aylık süre geçmiş olsa da dava açabilir. Bu nedenle her ne kadar kiracıya ihtar çekme zorunluluğu bulunmasa da ihtar gönderilmelidir. Zira dava açmak için kanunda öngörülen bir aylık hak düşürücü süreyi bertaraf etmiş oluruz.
İhtiyaç Nedeniyle Tahliye Davası Açmanın Şartları
İhtiyaç Nedeniyle Tahliye Davası için Kiraya verenin kendisi, eşi, altsoyu, üstsoyu veya kanun gereği bakmakla yükümlü olduğu diğer kişiler için kiralananı konut ya da işyeri gereksinimi sebebiyle kullanma zorunluluğu olmalıdır.
Kanun yalnızca kiraya verenin kendisinden, eşi, altsoyu, üstsoyu ve bakmakla yükümlü olduğu diğer kimselerden söz ettiğinden, kiraya veren bunlar dışındaki yakınlarının gereksinim için tahliye isteminde bulunamaz. Kanun altsoy sözcüğünü kullandığı için yalnızca çocuklar değil, torunlar ve torun çocukları vs. de altsoy kavramına girer. Evlatlık da altsoy sayılır. Üstsoy kavramına ise baba, anne, büyük babalar, büyük anneler vs girer.
Kiraya veren gerçek kişi olabileceği gibi, tüzel kişi de olabilir. Tüzel kişinin de kamu ya da özel hukuk tüzel kişisi olması mümkündür. Tüzel kişi, konut gereksinimi dışında yalnız kendi işyeri ihtiyacı için tahliye talebinde bulunabilir. Tüzel kişi, yönetici veya personeli için böyle bir talepte bulunamaz.
Kiraya verenler paylı mülkiyet ilişkisi içinde bulunuyorlarsa, paydaşlardan biri tek başına gereksinim nedeniyle tahliye davası açamaz. TMK 688’e göre böyle bir dava ancak pay ve paydaşlar çoğunluğunun kararıyla açılabilir. Elbirliğiyle mülkiyet ilişkisinde de tahliye davasının açılması, maliklerinin tamamının izni veya katılımıyla mümkün olabilir (TMK m.701).
Gereksinim, gerçek ve samimi olmalıdır.
Uygulamada genellikle kiraya verenin, kira parasını arttırmasını sağlamak veya kiralananı boşaltıp daha yüksek parayla kiraya vermek amacıyla tahliye davaları açılmaktadır. Ancak bu amaçla açılan davalar ekseriyetle tahliye isteğinin gerkçek ve samimi olmadığı gerekçesiyle reddedilmektedir.
Tahliye davası, sözleşme süresinin sona ermesinden itibaren bir ay içinde açılmalıdır. İhtiyaç Nedeniyle Tahliye Davası için Eskişehir avukatları ile iletişime geçebilirsiniz.
Kira süresinin sona erme tarihi, sözleşmenin yapılış tarihine göre belirlenir. Taraflar sözleşmede genellikle kiranın başlangıç tarihini belirtirler. Yazılı bir sözleşme yapılmamış veya sözleşmede böyle bir tarih belirtilmemişse, sürenin başlangıç ve sona ermesi, genellikle konut ya da işyerine elektrik, su, doğalgaz, telefon, internet gibi ihtiyaç maddelerinin alınıp bağlanması için ilgili kuruluşlarla yapılan sözleşmelerle kanıtlanabilir.
Kiraya verenin, gereksinim nedeniyle tahliye davası açması için kiracıya önceden ihtarda bulunması gerekli değildir. Ancak kiraya veren sürenin sona ermesinden önce kiracıya ihtarda bulunmuş ve ihtiyaç nedeniyle kiralananda oturmak istediğini, bu nedenle de sözleşmeyi sona erdirmek istediğini bildirmiş ise, bir aylık süre geçmiş olsa da dava açabilir. Bu nedenle her ne kadar kiracıya ihtar çekme zorunluluğu bulunmasa da ihtar gönderilmelidir. Zira dava açmak için kanunda öngörülen bir aylık hak düşürücü süreyi bertaraf etmiş oluruz ve süre şartına takılmayız.
Üç yıl geçmeden kiraya verme yasağı;
TBK m. 355’e göre kiraya veren, gereksinim amacıyla kiralananın boşaltılmasını sağladığında, haklı sebep olmaksızın, kiralananı üç yıl geçmedikçe eski kiracısından başkasına kiralayamaz. Kiraya veren bu hükme aykırı davrandığı takdirde, eski kiracısına son kira yılında ödenmiş olan bir yıllık kira bedelinden az olmamak üzere tazminat ödemekle yükümlüdür.
En nihayetinde ihtiyaç nedeniyle tahliye davaları uygulamada sıkça karşılaşılan davalardan olup mahkemelerde bu tarz davalar yığılı olduğundan dava açma ve sonuç alma süreçleri çok uzun sürelere yayılmaktadır.
Türk Borçlar Kanununda (TBK) ihtiyaç nedeniyle tahliye davası iki şekilde açılmaktadır:
1-) TBK m.350’de düzenlenen kiraya verenin kendisinin veya bazı yakınlarının konut veya işyeri ihtiyacı nedeniyle kiracıya karşı tahliye davası açması
2-) TBK m.351’de düzenlenen bir kiralananın mülkiyetini sonradan edinen kişinin konut veya işyeri ihtiyacı nedeniyle tahliye davası açması
İhtiyaç nedeniyle tahliye davasında tahliyeye karar verilebilmesi için ihtiyacın gerçek, samimi ve zorunlu olduğunun kanıtlanması gerekir. Devamlılık arzetmeyen geçici ihtiyaç tahliye nedeni yapılamayacağı gibi henüz doğmamış veya gerçekleşmesi uzun bir süreye bağlı olan ihtiyaç da tahliye sebebi olarak kabul edilemez. Davanın açıldığı tarihte ihtiyaç sebebinin varlığı yeterli olmayıp, bu ihtiyacın yargılama sırasında da devam etmesi gerekir.
İhtiyaç nedeniyle tahliye davası, uygulamada en çok tercih edilen kiracı tahliyesi yollarından biridir. TBK madde 350 ve 351’de ihtiyaç nedeniyle tahliye şartları yer almıştır. Tahliye davası için Eskişehir kira avukatı hukuk büroları ile iletişime geçebilirsiniz.
.
Kiraya verenin, kendisi kiralanana ihtiyaç duyarsa, kiracının tahliyesini talep edebilir. Sadece kendi şahsı değil; eşi, altsoyu, üstsoyu veya kanun gereği bakmakla yükümlü olduğu kişilerin ihtiyaç duyması halinde de kiracının tahliyesi dava edilebilir. Buna “gereksinim (ihtiyaç) nedeniyle tahliye davası” denilmektedir. Kanunda özel olarak düzenmiş bir dava türüdür. Normal şartlar altında bir sözleşme taraflardan birinin ihtiyaçlarının değişmesi nedeniyle sona erdirilemez. Doğal olarak kira sözleşmesi de taraflardan birinin ihtiyaçlarının değişmesi nedeniyle sona erdirilemez. Tabii, olağanüstü ihtiyaçların doğması hariç. İhtiyaç nedeniyle tahliye davası;
- Kiraya verenin kirada oturması,
- Kiraya verenin sağlık durumunun kiralanan eve geçmeyi gerektirmesi,
- Kiraya verenin oturmakta olduğu yerin konut ihtiyacını karşılamaya yetmemesi,
- Kiraya verenin yaşayış tarzının gerektirmesi,
- Kiraya verenin oturduğu yerin altında bulunan kiradaki odaya odun koyma ihtiyacı,
- Kiraya veren ve eşinin ayrı yaşama talebinin kabul edilmesi halinde,
- Kiraya verenin çocuklarının öğrenim sebebi,
- Kiraya verenin memuriyet sebebi, hallerinde kabul edilmektedir. İhtiyacın ortaya çıkmasından sonra 1 ay içinde açılmalıdır.
Gereksinim, Yeniden İnşa ve İmar – (Madde 350)
Kiraya veren, kira sözleşmesini; Madde 350
Kiralananı kendisi, eşi, altsoyu, üstsoyu veya kanun gereği bakmakla yükümlü olduğu diğer kişiler için konut ya da işyeri gereksinimi sebebiyle kullanma zorunluluğu varsa, Kiralananın yeniden inşası veya imarı amacıyla esaslı onarımı, genişletilmesi ya da değiştirilmesi gerekli ve bu işler sırasında kiralananın kullanımı imkânsız ise, belirli süreli sözleşmelerde sürenin sonunda, belirsiz süreli sözleşmelerde kiraya ilişkin genel hükümlere göre fesih dönemine ve fesih bildirimi için öngörülen sürelere uyularak belirlenecek tarihten başlayarak bir ay içinde açacağı dava ile sona erdirebilir.
Yeni Malikin Gereksinimi – ( Madde 351)
Kiralananı sonradan edinen kişi, onu kendisi, eşi, altsoyu, üstsoyu veya kanun gereği bakmakla yükümlü olduğu diğer kişiler için konut veya işyeri gereksinimi sebebiyle kullanma zorunluluğu varsa, edinme tarihinden başlayarak bir ay içinde durumu kiracıya yazılı olarak bildirmek koşuluyla, kira sözleşmesini altı ay sonra açacağı bir davayla sona erdirebilir. Kiralananı sonradan edinen kişi, dilerse gereksinim sebebiyle sözleşmeyi sona erdirme hakkını, sözleşme süresinin bitiminden başlayarak bir ay içinde açacağı dava yoluyla da kullanabilir.
Türk Borçlar Kanunu’nun 350. maddesinin I. bendinde kiraya verenin konut ya da işyeri gereksinimi nedeniyle de tahliye davası açabileceği düzenlenmiştir. Bu yasal düzenlemeye dayalı tahliye davası açılabilmesi için üç şartın gerçekleşmesi gerekmektedir;
– Konut ihtiyacı ,
– Konuta kanunda sayılan kişilerden birinin ihtiyaç duyması,
– Kiraya verme yasağı
Düzenleme kiraya verenin ihtiyacı nedenine dayanmaktadır. Ancak buradaki ihtiyaç, kiraya verenin şahsına ait olabileceği gibi, eşi, altsoyu ve üstsoyuna veya kanunen bakmakla yükümlü olduğu diğer kişilere ait olabilir. Yani kiralayan kendisinin, eşinin, çocuklarının(altsoyunun) veya anne babasının (üstsoyunun) ihtiyacı nedeni ile İhtiyaç Nedeniyle Tahliye Davası açabilir. İhtiyaç, gerçek, samimi ve sürekli olmalıdır.
Geçici veya ihtimallere dayanan ihtiyaçlar, kiralananın tahliyesi için haklı neden oluşturmaz. Kiralayan, ihtiyaç nedenine dayanarak tahliyeyi sağladıktan sonra taşınmazı başka birisine kiraya veremez. Bu yasağı ihlal etmesi durumunda karşılaşacağı hukuki yaptırım da kanunda düzenlenmiştir.
İhtiyaç nedeniyle tahliye istenebilecek durumlar Kanunun 350 maddesinde şu şekilde sayılmıştır: Kiraya veren kiralananı;
-kendisi,
-eşi,
– altsoyu (çocuklar ve torunlar),
– üstsoyu (anne, baba, büyükanne, büyükbaba)
-veya kanun gereği bakmakla yükümlü olduğu diğer kişiler (vasisi olduğu kardeşi)
İçin konut ya da işyeri gereksinimi sebebiyle kullanma zorunluluğu varsa, kiralayandan taşınmazın ihtiyaç nedeniyle tahliyesini isteyebilir. Görüldüğü gibi Kanun ancak kişinin kendisi ve sayılan yakınlarının zorunlu ihtiyacı için tahliye hakkı tanımaktadır. Bu şartların birlikte gerçekleşmemesi durumunda ihtiyaç nedeniyle tahliye istenemez.
Söz gelimi kişi kardeşine bakmakla yükümlü olmadığından kardeşinin ihtiyacı olduğu gerekçesiyle tahliye isteyemez. Ancak kardeşine bakmakla yükümlü ise, söz gelimi kardeşine vasi tayin edilmişse, bu durumda kardeşinin ihtiyacı için de tahliye isteyebilir. Eşin ihtiyacı için tahliye istenebilir ancak eşin anne ve babası için tahliye istenemez.
Kanun ihtiyaç nedeniyle tahliye davası için kişinin kendisi, eşi, çocukları ve torunları gibi altsoyu, anne, baba, büyükanne ve büyükbaba gibi üst soyu ve kanunen bakmakla yükümlü olduğu kişilerle sınırlamıştır. Bu sayılanların dışında kalan kişiler için tahliye istenemez.
Diğer taraftan ihtiyaç nedeniyle tahliye davası açabilmesi için ihtiyacın zorunlu olması gerekir. Zorunlu bir ihtiyaç yoksa tahliye istenemez. Zorunlu ihtiyacın olup olmadığı somut olayın şartlarına göre değerlendirilir. Söz gelimi kişinin uygun bir başka evi ya da işyeri varsa çocuklarının oturacağı ya da kullanacağı gerekçesiyle kiracıdan evin ya da işyerinin tahliyesini isteyemez. Aynı şekilde evlilik birliği devam ederken eşlerden biri kendisinin oturacağını ileri sürerek tahliye isteyemez.
Kamu da ya da özel sektörde ücretli olarak çalışan bir kişi serbest meslek icra edeceğini söyleyerek kiracısından işyerinin tahliyesini isteyemez. Ancak zorunlu ihtiyaç hallerinde, mesela birlikte yaşayan çocuğun evlenmesi üzerine yeni bir ev ihtiyacının doğması ve kiraya verenin uygun bir evinin olmaması, evlilik birliği devam etmekle birlikte Mahkemenin ayrı yaşamaya karar vermesi, anne ve babanın sağlık durumu, tayin ve eğitim gibi durumlarda tahliye istenebilir. Zorunlu ihtiyaç kavramı kişiye, zaman ve yere göre değişiklik gösterebileceğinden somut olayın şartlarına göre değerlendirilmelidir.
İhtiyaç Sebebiyle Tahliye Davasını Kimler Açabilir?
İhtiyaç nedeniyle tahliye davası, kural olarak, kiraya veren tarafından açılmaktadır. Kira sözleşmesinin konusu olan taşınmaz paylı mülkiyet rejimine tabi olduğu takdirde ihtiyaç nedeniyle tahliye davası, paydaşların çoğunluğu tarafından açılmalıdır. Yargıtay, kira sözleşmesinin tarafı olmayan malik ya da intifa hakkı sahibinin de ihtiyaç sebebi ile tahliye davası açabileceğini kabul etmiştir. Kiralayanı sonradan edinen yeni malik de ihtiyaç nedeniyle tahliye davasını açma hakkına sahiptir. Dolayısıyla, ihtiyaç nedeniyle tahliye davası;
- Kiraya veren,
- Yeni malik,
- Kira sözleşmesinin tarafı olmayan malik,
- Kira sözleşmesinin tarafı olmayan intifa hakkı sahibi tarafından açılabilir.
Kanun kiraya verenin ihtiyaç nedeniyle kiralananın tahkiyesini isteyebileceğini belirtmektedir. Ancak bazen bir taşınmazı kiraya veren ile taşınmazın maliki farklı kişiler olabilmektedir. Yargıtay bu durumda kira sözleşmesine taraf olmayan malikin de ihtiyaç nedeniyle tahliye talebinde bulunabileceğini kabul etmiştir. Kiralanın satılması durumunda ise yeni malik ihtiyaç nedeniyle tahliye talebinde bulunabilir. Sonuç olarak kiraya veren ve malik ihtiyaç nedeniyle kiralayandan taşınmazın tahkiyesini isteyebilirler.
İhtiyaç Nedeniyle Tahliye Ne Zaman İstenebilir?
Kanun ihtiyaç nedeniyle tahliye talebinde bulunma zamanı ve süresini kira sözleşmesinin süreli olup olmamasına ve tahliye talebinde bulunanın yeni malik olmasına göre üç farklı şekilde düzenlemiştir.
Belirli süreli bir kira sözleşmesi söz konusu ise sözleşmenin sona ermesinden itibaren bir ay içinde ihtiyaç nedeniyle tahliye davasının açılması gerekmektedir.
Süresi belirli olmayan kira sözleşmelerinde ise kiraya ilişkin genel hükümlere göre fesih dönemine ve fesih bildirimi için öngörülen sürelere uyularak belirlenecek tarihten başlayarak bir ay içinde ihtiyaç nedeniyle tahliye davasının açılması gerekmektedir. Bu durumda, üç ay önceden bildirimde bulunulduktan sonra altı aylık kira döneminin sonundan itibaren bir ay içinde ihtiyaç nedeniyle tahliye davasının açılması gerekmektedir.
Kiralananı sonradan edinen kişi yani yeni malik ise edinme tarihinden başlayarak bir ay içinde durumu kiracıya yazılı olarak bildirmek koşuluyla, kira sözleşmesini altı ay sonra açacağı bir davayla sona erdirebilir. Yeni malik dilerse gereksinim sebebiyle sözleşmeyi sona erdirme hakkını, sözleşme süresinin bitiminden başlayarak bir ay içinde açacağı dava yoluyla da kullanabilir.
İhtiyaç Nedeniyle Tahliye Davası Hangi Mahkemede Açılır?
İhtiyaç nedeniyle tahliye davalarında yetkili ve görevli mahkeme kiralananın bulunduğu yer Sulh Hukuk Mahkemesidir. Bu nedenle ihtiyaç nedeniyle tahliye davasının kiralanan konut ya da işyerinin olduğu yerdeki sulh hukuk mahkemesinde açılması gerekmektedir. İhtiyaç nedeniyle tahliye davası ortalama 6 ay sürmektedir. Fakat mahkemenin iş yoğunluğu, dava şartlarının yerine getirilmesi, davacı sayısı ve bulunduğu ile göre bu süre değişebilmektedir.
Yeniden Kiralama Yasağı
Konut ihtiyacı en temel gereksinim ve haklardan biridir. Bu nedenle Kanun kötü niyetli kişilere karşı tedbir olarak keyfi tahliyeleri ve bundan kaynaklanan mağduriyetleri önlemek içim bir takım düzenlemeler getirmiştir. Borçlar Kanunumuzun 355. maddesine göre kiraya veren, gereksinim amacıyla kiralananın boşaltılmasını sağladığında, haklı sebep olmaksızın, kiralananı üç yıl geçmedikçe eski kiracısından başkasına kiralayamaz.
Kiraya veren, bu hükümlere aykırı davrandığı takdirde, eski kiracısına son kira yılında ödenmiş olan bir yıllık kira bedelinden az olmamak üzere tazminat ödemekle yükümlüdür. Burada amaç hem kiraya vereni, hem de kiralayanı korumaktır. Kanun zorunlu ihtiyaç halinde kiraya verene tahliye hakkı tanımıştır. Ancak kiralayanı korumak için de kiraya verene tanınan bu hakkın kötüye kullanılmasını yaptırıma tabi tutmuştur.
İhtiyaç Nedeniyle Tahliye Davası Nasıl Açılır?
Öncelikle ihtiyaç nedeniyle tahliye davası açabilmek için gereken şartların yani kiraya verenin kendisi ve eşi, altsoyu, üstsoyu veya kanun gereği bakmakla yükümlü olduğu diğer kişiler için gerçek ve zorunlu bir ihtiyacın varlığından emin olunmalıdır. Sonrasında sözleşme dönemi içinde kiralayana ihtarname çekilmeli ve durum açıklanarak sözleşme süresi sonunda kiralananı tahliye etmesi istenmelidir.
Tahliyenin gerçekleşmemesi durumunda sözleşmenin sona erdiği tarihten itibaren en geç bir ay içinde dava açılmalıdır. İhtiyaç nedeniyle tahliyen sonra taşınmazın üç yıl süreyle bir başkasına kiralanamayacağı, aksi takdirde kiraya verenin tazminat sorumlusu olacağı unutulmamalıdır.
İhtiyaç Nedeniyle Tahliye Davasında İspat
TBK’nın 350’nci maddesi kapsamında geçen “gereksinim sebebiyle kullanma zorunluluğu” gerçek, samimi ve zorunlu bir ihtiyaç olmak zorundadır. Samimi ve zorunlu olmayan bir ihtiyaç sebebiyle tahliye kararı verilemez. İhtiyaç iddiasının varlığını ispat yükü bunu iddia eden kiralayana aittir. Kiralayan bu iddiasını her türlü delille ispat edebilir. Örneğin kiralayanın kirada oturuyor olması bir ihtiyacın varlığına karinedir. İhtiyaç Nedeniyle Tahliye Davası için Eskişehir kira avukatı ekibimizden bilgi alabilirsiniz.
Konut ihtiyacının devamı niteliğinde olan yazlık ihtiyacı da tahliye davası açılmasına sebep gösterilebilir. Bu ihtimalde kiralayan, tahliyesi talep edilen taşınmazın yazlık vasfına sahip olduğunu ispatla yükümlüdür. Taşınmazın vasfına ilişkin ihtilaf çıktığı takdirde mahkemece keşif yapılarak bu ihtilaf giderilmelidir.
Konut ihtiyacının dava sonuna kadar devam etmesi gerekir. Yargıtay bir kararında açılan tahliye davasının devamı sürecinde dahi kiralananın satışı için gerekli çabanın gösterilmeye devam edildiği anlaşıldığından samimi ve zorunlu bir tahliye sebebinden söz edilemeyeceğini ifade etmiştir. Konut ihtiyacına dayanarak dava açılabilmesi için konutun bulunduğu yerin TMK’nın 19. maddesi kapsamında ikametgah adresi olması da gerekmez. İhtiyaç Nedeniyle Tahliye Davası detaylı bir konu olup mutlaka bir avukattan hukuki yardım almanızı tavsiye ederiz.
Saygılarımızla
Avukat Oğuz Özdemir Hukuk ve Danışmanlık Bürosu
Not: Bültenimizde yer verilen açıklamalar, ilgili mevzuat çerçevesinde konuyu genel hatlarıyla ele alır tarzda Kira davaları kategorisinde yer alıp, Kira davaları Avukatı tarafından hazırlanmıştır. Size özel detaylı bilgi için büromuzla veya avukat bir meslektaşımız ile bağlantıya geçmenizi tavsiye ederiz. İletişim için tıklayınız.
Bu internet sitesindeki her türlü bilgi Eskişehir Barosuna kayıtlı Oğuz Özdemir Hukuk Bürosu tarafından yalnızca bilgilendirme amacıyla, Türkiye Barolar Birliği tarafından belirtilen ilgili düzenlemeleri uyarınca hazırlanmıştır. Bu Makale Eskişehir Kira davaları Avukatı Oğuz Özdemir tarafından onaylandı!