Anayasa Mahkemesinin Aile Konutu Hakkındaki Kararı

Eskişehir Avukat ve Hukuk Hizmetleri

Hukuk Bülteni

Anayasa Mahkemesinin Aile  Konutu Hakkındaki Kararı Eskişehir Hukuk Bülteni Avukatı tarafından | 26 Mayıs 2020 tarihinde yazıldı.

Anayasa Mahkemesinin Aile Konutu Hakkındaki Kararı

Anayasa mahkemesi 8 Nisan 2020 tarihli kararında kocasının borcundan dolayı oturdukları aile konutuna (eve) gelen haczin kaldırılması için açtığı dava ehliyet yönünden reddedilen kadının, aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğine karar verdi. Bu karara göre kocasının borcundan dolayı oturdukları ev haczedilen kadının dava açmasının önü açılmış oldu.  Günümüzde kocasının yada karısının borcundan dolayı haline münasip evleri haczedilen bir sürü insan olmakla birlikte Anayasanın bu kararı borçlu olmayan eşinde dava açma hakkı olduğunu göstermektedir. Ancak unutulmaması gerekir ki her dava kendine has bir takım özellikler taşımaktadır.

Anayasa mahkemesinin kararına göre; 2004 sayılı Kanun’nun 82. Maddesinin birinci fıkrasının (12) numaralı bendinde öngörülen borçlunun haline münasip evinin haczedilemeyeceği kuralıyla borçlunun kullanımında olan evin haczedilmesinin barınma hakkı üzerindeki etkisi ile alacaklının mülkiyet hakkı arasında bir dengelenme yapıldığı, sonuç olarak da borçlunun sosyal ve ekonomik durumuna uygun olduğu tespit edilen mesken ile ilgili bir koruma sağlanarak barında hakkına üstünlük tanındığı anlaşılmaktadır. Kanun koyucu anılan dengelemede borçlunun barında hakkına üstünlük tanırken barınmamın bireyin en temel ihtiyaçlarından biri olduğunu gözetmiş ve barınma imkanından yoksun kalmanın borçlunun maddi ve manevi varlığı üzerinde oluşturacağı ciddi etkiyi dikkate almıştır.

Öte yandan 4721 sayılı Kanun’un 194. Maddesinde yer alan aile konutuna ilişkin düzenlemelerin aile hayatına saygı hakkının öngördüğü pozitif yükümlülüklerin bir görünümü olduğu açıktır. 2004 sayılı Kanun’un 82. Maddesinde öngörülen haciz yasağının temel gayesi borçlunun haline münasip evinin haczedilmesini önlemek suretiyle borçlunun barınma hakkını korumak ise de hacze konu meskenin aynı zamanda aile konutu niteliğinde olması halinde borçlu ile alacaklının farklı menfaatlerinin dengelenmesinde artık Anayasa’nın 20. Ve 41. Maddelerinde öngörülen aile hayatına saygı hakkına yönelik güvenceler de devreye girmektedir. Bu durumda hacze konu olan evin borçlunun haline münasip olup olmadığı değerlendirilirken bunun aynı zamanda aile konutu olduğu hususu da gözönünde bulundurulmalıdır. Borçlunun haline münasip evinin haczedilmesi ve icra yolu ile satılması durumunda o evde kalan aile bireylerinin de mağdur olacağı ve anılan haciz ile icra yoluyla satış işlemlerinden doğrudan etkilenecekleri aşikardır. Şu halde haczedilen evin aile konutu olduğu hallerde haline münasip ev kavramı sadece borçlunun değil borçlunun ve ailesinin sosyal ve ekonomik durumuna uygun olan konut biçiminde anlaşılmalıdır.

Anayasa mahkemesinin önüne giden somut olayda başvurucunun eşine ait olan ve aile konutu güvencesinden yararlanan taşınmazın tapu sicil kaydına, başvurucunun eşi hakkındaki icra takibine bağlı olarak haciz şerhi işlenmiştir. Yargılama sürecinde alınan bilirkişi raporunda üzerine haciz konulan taşınmazın lüks olmayan, normal bir mesken olduğu; başvurucunun eşi ve öğrenci olan kızı ile birlikte bu evde yaşadığı, başvurucunun haline münasip bir ev olduğu tespitine yer verilmiştir. Başvurucunun meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayeti ise mahkeme tarafından dava ehliyeti yokluğundan reddedilmiştir. Mahkemenin anılan kararında haczedilmezlik şikayetini ileri sürebilme ehliyetinin icra takibine, taraf olanlarla sınırlayan yorumu nedeniyle başvurucunun aile konutuna ilişkin olarak Anayasa’nın 20. Ve41. Maddelerindeki güvencelerinin gözetilmediği iddialarını öne sürme ve bunlara saygı gösterilip gösterilmediği tartışma imkanı ortadan kaldırılmıştır. Açıklanan nedenlerle aile hayatına saygı hakkının öngördüğü pozitif yükümlülükler yerine getirilmediği anlaşılmakla Anayasa’nın 20. Maddesinde güvence altına alınan aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekmektedir şeklinde olup mahkemenin dava ehliyeti sebebiyle davanın reddine karar vermesini anayasaya aykırı bulmuştur. Anayasanın ilgili kararının tamamına ulaşmak için tıklayınız.

Saygılarımızla

Avukat Oğuz Özdemir Hukuk ve Danışmanlık Bürosu

Not: Bültenimizde yer verilen açıklamalar, ilgili mevzuat çerçevesinde konuyu genel hatlarıyla ele alır tarzda hazırlanmıştır. Anlaşmalı boşanma davası ile ilgili detaylı bilgi için Eskişehir ilinde faaliyet gösteren hukuk büromuzla bağlantıya geçmenizi tavsiye ederiz. Detaylı bilgi için tıklayınız.

Saygılarımızla
Avukat Oğuz Özdemir Hukuk ve Danışmanlık Bürosu

Not: Bültenimizde yer verilen açıklamalar, ilgili mevzuat çerçevesinde konuyu genel hatlarıyla ele alır tarzda Hukuk Bülteni kategorisinde yer alıp, Hukuk Bülteni Avukatı tarafından hazırlanmıştır. Size özel detaylı bilgi için büromuzla veya avukat bir meslektaşımız ile bağlantıya geçmenizi tavsiye ederiz. İletişim için tıklayınız.

Bu internet sitesindeki her türlü bilgi Eskişehir Barosuna kayıtlı Oğuz Özdemir Hukuk Bürosu tarafından yalnızca bilgilendirme amacıyla, Türkiye Barolar Birliği tarafından belirtilen ilgili düzenlemeleri uyarınca hazırlanmıştır.
Eskişehir Avukat ihtiyaçlarınız için bize ulaşarak hukuki sorunlarınız için destek alın. Avukat Eskişehir ve Çevre İllerde yaşayacağınız hukuki yardım ve ihtiyaçlarınızda, Eskişehir Avukat Oğuz Özdemir Hukuk Bürosu olarak Eskişehir Avukat ekibiyle iletişime geçebilirsiniz.