Miras Hukuku
Miras hukuku ölüm veya gaiplik halinde kişinin mirasının kimlere hangi şartlarda intikal edeceğini, miras paylaşımı yapılacağını düzenleyen hukuk dalıdır.
Miras Hukukuna göre Mirasçı
Makale İçeriği Neleri İçerir?
-Yasal Mirasçı
Yasal mirasçı miras bırakanın terekesine kan bağından dolayı varis olan ve terekeden pay almaya hak kazanan kişilerdir.
Kan hısımlığı (birinci, ikinci, üçüncü zümre)
Sağ kalan eş
Evlatlık
Miras bırakanın kan bağı ile kendisine mirasçı olan mirasçıları kanun çerçevesinde tespit edilmektedir. Türk Medeni Kanununda zümre usulü düzenlenmiştir. Zümre usulüne göre mirasçılar dört zümreye ayrılmıştır. İlk üç zümrede yasal mirasçılar olmakla dördüncü zümrede devlet hazinesi bulunmaktadır İlk zümreyi murisin alt soyu oluşturmaktadır. Alt soy murisin çocukları ve torunlarından oluşmaktadır. İkinci zümre murisin anne, baba ve kardeşlerinden oluşmaktadır. Üçüncü zümre murisin büyük ana , büyük baba ve bunların altsoyu dayısı, teyzesi, halası, amcası ve bunların alt soyundan oluşmaktadır. Sağ kalan eş herhangi bir zümreye dahil olmayıp miras payı beraber mirasçı olduğu zümreye göre değişkenlik göstermektedir.
Miras paylaşımında kural olarak öncelikle miras bırakanın vasiyetname ile kendisine mirasçı atayıp atamadığına bakılır. Eğer bu yolla miras bırakan kendisine mirasçı atamadıysa tereke yasal mirasçılara miras payları oranında pay edilebilir. Eğer miras bırakan kendisine vasiyetname ile mirasçı atadıysa tereke vasiyetnamenin kabulü ve kesinleşmesi ile vasiyetname doğrultusunda pay edilir.
-Atanmış Mirasçı
Atanmış mirasçı miras bırakanın vasiyetname düzenleyerek kendisine mirasçı atadığı kişilerdir.
Türk Medeni Kanuna göre evlatlık ve altsoyu evlat edinene kan hısımı gibi mirasçı olurlar.
Miras bırakanın mirasçı bırakmaksızın ölmesi durumunda devlet miras bırakana yasal mirasçı olur. (Tmk 495-501)
Miras Hukukunda Mirasçı Olabilmek İçin Aranan Şartlar
- Sağ ve tam doğmak,
- Hayatta olmak,
- Medeni haklardan yararlanmak
- Mirastan yoksun kalmamak
Miras Malları (Tereke)
Tereke ölen kişinin malvarlığının , yani öldükten sonra geriye bıraktığı taşınır ve taşınmaz malları ile hak ve alacaklarının, borçlarının, yükümlülüklerinin bütünüdür. Tereke aktif ve pasif olarak ikiye ayrılmaktadır. Taşınır mallar , taşınmaz mallar, ayni haklar, ayni hak dışı şahsi haklar, doğmuş haklar ve ileride doğacak haklar terekenin aktifini oluştururken ; miras bırakanın borçları, rehinleri, ipotekleri , yükümlülükleri ve taahhütleri terekenin pasifini oluşturur.
Miras davalarında yetkili mahkeme Miras paylaşımı için miras malları nerede olursa olsun miras bırakanın yerleşim yeri mahkemesidir. Miras bırakanın yerleşim yeri Tmk 19 hükümlerine göre belirlenir.
Miras davalarında görevli mahkeme; kural olarak kanunda özel hüküm bulunmadığı ve sulh hukuk mahkemelerinin görevli olmadığı her davada görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir. Miras hukukunda davaların konularına göre görevli mahkeme değişmektedir.
-Asliye Hukuk Mahkemesinin Görev Alanına Giren Davalar:
Muris muvazaası nedeniyle tapu iptali ve tescili davası, mirasın reddinin iptali davası, ölüme bağlı tasarrufların iptali davası , saklı paya tecavüz eden tasarrufun tenkisi davası, miras sebebiyle istihkak davası, miras sözleşmesinin iptali davası, vasiyetnamenin iptali davası, miras payı oranında ecri misil davası, terekenin borca batık olması nedeniyle mirasın reddi davası, tenkis davalarında görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir.
-Sulh Hukuk Mahkemesinin Görev Alanına Giren Davalar:
Mirasta ortaklığın giderilmesi davası , terekenin tespiti davası miras ortaklığına temsilci atanması davası , mirasın reddi davalarında görevli mahkeme sulh hukuk mahkemesidir.
Miras paylaşımı için dava açmak zorunlu olmayıp tüm mirasçıların taraf olduğu bir miras taksim sözleşmesi ile de miras paylaşımı gerçekleştirilebilir.
Mirasçılık Belgesi ( Veraset İlamı)
Mirasçılık belgesi mirasçılık sıfatının varlığına karine oluşturur, resmi bir belgedir. Bu belgede yer alan hususların aksi her zaman ispat edilebilir. Aksi ispat edilinceye kadar geçerlidir. Mirasçılık belgesi Sulh Hukuk hakiminden veya noterden talep edilebilir. Bu belge miras bırakanın ölümünden sonra düzenlenen ve kimlerin hangi oranda mirasçı olacağını gösteren bir belgedir.
Tmk 598 ( Mirasçılık Belgesi) :
” Başvurusu üzerine yasal mirasçı oldukları belirlenenlere sulh mahkemesince veya noterlikçe mirasçılık sıfatlarını gösteren bir belge verilir.”
Nüfus kayıtlarında belirsizlik ve soy bağının belirlenmesinde netlik olmaması gibi durumların olması veraset ilamının noterden alınmasına engel teşkil edebilir.Belgenin içeriğinde yer alan bilgilerin doğru olmadığı iddiasıyla belgenin iptali istenebilir. Veraset ilamının talep edilmesi için herhangi bir süre şartı yoktur. Miras bırakanın ölmesi ve bu durumun nüfus kayıtlarına geçmesinden sonra her zaman veraset ilamı talep edilebilir.
Kanuni Mirasçılar ( Yasal Mirasçılar)
- Kan Hısımlarının Mirasçılığı Zümre sistemi benimsenmiştir. Kan hısımları için üç zümre belirlenmiştir. Ve her zümrenin miras payı farklıdır.
- Evlatlığın Mirasçılığı
Evlatlık ve alt soyu miras bırakan ile kan bağı olmamalarına rağmen birinci zümre mirasçı olarak kabul edilirler. Ve miras bırakanın alt soyunun sahip olduğu haklara sahiptirler.
- Sağ Kalan Eşin Mirasçılığı
Sağ kalan eş zümre mirasçısı olmamasına rağmen her zümreyle birlikte mirasçı olur. Eşin miras payı hangi zümreyle mirasçı olduğuna göre değişir. Eş;
-Birinci zümreyle mirasçı ise miras payı terekenin 1/4,
-İkinci zümreyle mirasçı ise miras payı terekenin 1/2,
-Üçüncü zümre başları ve onların çocukları ile mirasçı ise miras payı terekenin 3/4,
-Birinci ve ikinci zümrede kimse yoksa ve üçüncü zümre başları ve onların çocukları da hayatta değilse sağ kalan eşin miras payı terekenin tamamı olur.
Devletin Mirasçılığı
Kanuni mirasçının bulunmaması halinde miras devlete geçer. Tmk 501′ e göre mirasçı bırakmadan ölen kişinin mirası devlete geçecektir.
Saklı Pay Ve Saklı Paylı Mirasçılar
Saklı pay, miras hukukunda yasal düzenlemelerle korunan ve mutlak şekilde yasal mirasçılara ait olarak kabul edildiğinden mirasbırakanın isteğine bağlı olarak değiştirilemeyen bir paydır. Saklı pay kavramı miras bırakanın ölüme bağlı tasarruf yapması durumunda önem kazanır. Mirasbırakan yapacağı bir vasiyetnameyle mirasın bir kısmını ya da tamamını saklı payları dikkate almaksızın belirli kişilere veya kurumlara bırakabilir. Miras hukukuna göre miras bırakanın iradesine saygı duyulması esas olduğundan bu işlemler açılacak tenkis davası ile iptal edilinceye kadar geçerli olurlar.
Saklı paylı mirasçıların miras bırakanın bu tasarrufuna itiraz etmesi ve saklı pay oranlarının korunması için tenkis davası açması mümkündür. Tenkis davası mirasbırakanın vasiyeti ile yapılan ölüme bağlı tasarrufların yasal düzenlemelere uygunluğunu denetlemek ve saklı payları korumak amacıyla açılır.
Saklı pay oranları ; alt soy için yasal miras payının yarısı , ana ve babadan her biri için yasal miras payının 1/4, sağ kalan eşin alt soy veya ana ve baba zümresiyle birlikte mirasçı olması halinde yasal miras payının tamamı diğer hallerde yasal miras payının 3/4 tür.
Tmk 2007 yılında yapılan değişiklikle kardeşlerin saklı payı kaldırılmıştır. Miras hukuku ile ilgili Türk Medeni Kanunu ilgili maddelerine bakabilirsiniz.
Ölüme Bağlı Tasarruflar
Kişinin ölümünden sonra hüküm doğuracak nitelikte yaptığı işlemleri ölüme bağlı tasarruflardır. Ölüme bağlı tasarruflar miras bırakanın malvarlığının akıbetini istediği şekilde belirleme imkanı sağlar.
Vasiyetname ( Tek taraflı)
Miras Sözleşmesi ( İki Taraflı )
A) Vasiyetname
Vasiyetname yapabilmek kişinin ilk olarak vasiyetname yapabilme ehliyeti bulunması gerekmektedir. Bu anlamda TMK md. 502 gereğince; kişinin ayırt etme gücüne sahip olması ve 15 yaşını doldurmuş olması gerekmektedir. 3 çeşit vasiyetname vardır;
-Resmi Vasiyetname
Resmi vasiyetname TMK md. 532-537 arasında düzenlenmiştir. Resmi vasiyetname; noter, sulh hakimi ya da yetkili resmi memur önünde yapılmalıdır ve 2 tanığın katılması gerekmektedir.
-El Yazılı Vasiyetname
TMK md. 538 uyarınca el yazılı vasiyetname düzenlenirken mutlaka yazıldığı tarih gün, ay ve yıl gösterilecek şekilde, miras bırakanın kendi el yazısı ile yazılmış ve imzalanmış olması şartları aranmaktadır. Miras hukukuna göre vasiyetname için Eskişehir hukuk büroları ile iletişime geçebilirsiniz.
-Sözlü Vasiyetname
Burada istisnai bir durum söz konusudur. TMK md. 539 uyarınca miras bırakan; yakın ölüm tehlikesi, ulaşımın kesilmesi, hastalık, savaş gibi olağanüstü durumlar yüzünden resmî veya el yazılı vasiyetname yapamıyorsa, sözlü vasiyet yoluna başvurabilir. Miras bırakan vasiyetnamede yer almasını istediği hususları 2 tanığa anlatır ve onlara bunu yazıya geçirmesi görevini yükler.
B )Miras Sözleşmesi
Miras sözleşmesi yapabilmek için TMK md. 503 gereğince; ayırt etme gücüne sahip olmak, ergin olmak ve kısıtlanmamış olmak gerekmektedir. Vasiyetnamede tek taraflı olarak yapılan bir işlem söz konusu iken burada iki tarafın anlaşarak yaptığı bir işlem söz konusudur. Miras hukuku ile ilgili sorularınızı Eskişehir miras hukuku avukatlarına sorabilirsiniz.
C )Mirasçı Atama
Miras bırakan, TMK md. 516’ya göre terekenin tamamını veya belirli bir kısmını lehine tasarruf yapılan kişiye verebilir. İşbu işlem hem vasiyetname ile hem de miras sözleşmesi vasıtasıyla yapılabilir lakin saklı payları zedelenen mirasçılar zedelenen pay oranında tenkis talep edebilirler. Atanmış olan bu mirasçı tıpkı yasal mirasçı gibi tereke üzerinde tam hak sahibidir. Yasal ve atanmış mirasçılarla birlikte miras ortaklığını oluşturur ve TMK md. 599’da açıklandığı üzere şahsen ve diğer mirasçılarla birlikte müteselsil sorumlu olur.
D ) Belirli Mal Bırakma
TMK md. 517’de bahsedildiği üzere bir kişiyi mirasçı olarak atamaksızın sadece belirli bir mal bırakma yoluyla yapılan bir kazandırmadır ve ivazsız bir tasarruftur. Eğer karşılığında bir meblağ alınması söz konusu olursa burada miras sözleşmesi yapılmış sayılır. Kendisine mal bırakılan kişi cüzi halef olduğundan, miras bırakanın ölümü halinde vasiyet edilen şey üzerinde doğrudan hak kazanamaz ve miras bırakanın borçlarından sorumlu değildir. Sadece mirasçılara karşı vasiyet edilen borcun yerine getirilmesine ilişkin bir alacak hakkı elde eder.
E ) Mirastan Feragat
TMK md. 528-530 arasında düzenlenen mirastan feragat ile miras bırakanın vefatı durumunda mirasçı olacak kişi ileride doğacak olan miras hakkından karşılıklı olarak yapılacak olan bir sözleşme ile vazgeçebilir. Burada beklenen bir hak vardır ve vazgeçilen miras hakkı değildir. Mirastan çıkarma sebebi bulunmadıkça ve mirastan feragat sözleşmesi yapılmadığı sürece miras bırakan saklı pay mirasçılarının saklı payları üzerinde tasarruf edemez. Miras hukuku ile ilgili sorularınız Eskişehir miras avukatı ekibimize sorabilirsiniz.
Mirastan feragat sözleşmesinin ivazlı ve ivazsız olmak üzere iki türü vardır. Eğer söz konusu sözleşme bir bedel karşılığında yapılıyor ise feragat edenin altsoyu da etkilenecektir ve feragat edenin yerini alarak mirasçı olamayacaklardır. İvazsız feragatte ise altsoya bu şekilde bir etki meydana gelmeyecektir.
F )Mirasçılıktan Çıkarma (Mirastan Iskat)
Cezai mirasçılıktan çıkarma (TMK 510-512)
Saklı paylı mirasçının, mirastan uzaklaştırılmasına imkan veren bir durumdur. Burada bahsedilen durum neticesinde şahsın mirasçının saklı payının tamamından ya da bir kısmından yoksun bırakılır. Mirasçılıktan çıkarma sebebi olmadığı durumlarda miras bırakan, kanun gereği saklı pay üzerinde tasarrufta bulunabildiğinden sadece saklı pay hakkında uygulanan bir hükümdür. Mirasçılıktan çıkarılan kişi tenkis davası da açamayacaktır. Mirasçılıktan çıkarma şahsi olduğundan eğer miras bırakan bahsi geçen pay üzerinde tasarrufta bulunmamışsa kalan mirasçılar arasında pay edilir. Kanunda sayılan mirasçılıktan çıkarma sebepleri;
Mirasçı, miras bırakana veya miras bırakanın yakınlarından birine karşı ağır bir suç işlemesi
Mirasçı, miras bırakana veya miras bırakanın ailesi üyelerine karşı aile hukukundan doğan yükümlülüklerini önemli ölçüde yerine getirmemesi
Koruyucu mirasçılıktan çıkarma (Borç ödemeden mirasçılıktan çıkarma)
TMK md. 513’te düzenlenen koruyucu mirasçılıktan çıkarma sadece mirasbırakanın altsoyu hakkında uygulanabilir. Zira burada korunan mirasçılıktan çıkarılan kişinin altsoyudur. Mirasçılıktan çıkartılan kişinin borçlarını ödeyecek yeterli malı bulunmadığı için alacaklıların onun aleyhine aciz vesikası almalılardır ve bu kişinin saklı payının yarısının onun doğmuş ya da doğacak olan çocuklarına tahsisi sağlanmalıdır. İşbu işlem vasiyetname ile yapılmalıdır lakin bağlayıcı içeriğine girmeyecek şekilde miras sözleşmesi ile de yapılması mümkündür.
Miras açıldığı zaman borç ödemeden aciz belgesinin hükmü kalmaması durumunda veya belgenin kapsadığı borç tutarı mirasçılıktan çıkarılanın miras payının yarısını aşmıyor ise mirasçılıktan çıkarılanın istemi üzerine çıkarma iptal olunur ve nitelik itibariyle hükümsüz olur. Eğer miras bırakan onun saklı payı dışındaki kısım üzerinde tasarrufta bulunmuş ise bu durumda saklı pay ile yetinmek zorundandır.
MİRAS HUKUKUNDA MİRASIN REDDİ
TMK md. 605 ve devamı hükümlerinde ele alınan mirasın reddi, miras mirasçılık sıfatını kazanan yasal ve atanmış mirasçının kendi iradesi ile bu sıfatına son verilmesini talep etmesidir. Miras bırakanın ölümünden kullanılabilecek bir haktır ve miras bırakanın sağlığında yapılması durumunda mirastan feragat sözleşmesine girer. Söz konusu irade beyanı bozucu yenilik doğrucu niteliktedir ve sulh hakimine yazılı ya da sözlü beyanın ulaştığı anda hüküm doğurur.
Bu irade beyanı kayıtsız şartsız olmalıdır ve herhangi bir şekle tabi değildir. Kısmi ret durumu her zaman kayıtsız şartsız durumuna aykırılık teşkil etmez. Miras payının belli bir oranın reddedilmesi içeriği sınırlandırılmış bir ret sayılacağından uygulamada kabul görmektedir.
Ret süresi 3 aydır ve bu sürenin susularak geçirilmesi halinde miras kabul edilmiş sayılır. Süre dolmadan ret hakkı düşebilir. Mirasçı açık beyanı ile mirası kabul ettiğini gösterirse veya tereke işlerine gereğinden fazla karışırsa bu durum da örtülü olarak kabul sayılır ve mirasçı 3 aylık süreye tabi olmaktan çıkar, süre düşer. Aynı şekilde terekeye dahil olan bir malı zimmetine geçirmek ya da diğer mirasçılardan saklamak de ret süresinin düşmesine sebep olur ve bu durum ceza niteliğindedir.
Ret beyanı geçmişe etkilidir yani ölüm anından itibaren mirasçılık sıfatını son erdirir. Kişiye sıkı sıkıya bağlı bir hak olmadığından istenirse temsilci aracılığı ile de yapılabilir. Eskişehir Miras hukuku ile ilgili sorularınız için iletişime geçebilirsiniz.
MİRAS HUKUKU DAVALARI
Miras hukuku alanına giren çok sayıda dava türü bulunmaktadır. Miras hukuku ile ilgili açmayı düşündüğünüz davalar için miras hukuku davasına bakan avukatlar ile iletişime geçebilirsiniz.
Tenkis Davası
Saklı paylarının karşılığını alamayan mirasçılar, miras bırakanın tasarruf edemeyeceği kısım olan saklı paylarını ihlal eden miktarın tenkisini dava etme hakkına sahiptirler. İşbu dava ancak miras bırakanın ölümü halinde açılabilir. Tenkis davası yenilik doğuran bir davadır ve hakimin vereceği karar ile mirasın açıldığı tarihten itibaren hüküm doğurur. Miras bırakanın sağ olması durumunda, saklı payları bertaraf edileceği kesin olsa da miras bırakanın ölümü halinde telafi olanağı bulunmasa da herhangi bir sebeple tenkis davası açılamaz ve ihtiyati tedbir talep edilemez.
TMK md. 571/f.1 uyarınca mirasçıların saklı paylarına tecavüz edildiğini öğrenmesinden itibaren 1 yıl ve her hâlde vasiyetnamelerde açılma tarihinin, diğer tasarruflarda mirasın açılması tarihinin üzerinden on yıl geçmekle düşer. Miras hukuku ile ilgili Eskişehir Miras avukatlarından bilgi alabilirsiniz.
Denkleştirme Davası
Miras bırakanın saklı pay mirasçılarının bu payını ihlal eden kazandırmalarını azaltma imkanı getirmiştir ve kanuni mirasçılardan bazılarına yapılan belirli nitelikteki kazandırılmaların tasarruf oranını aşmasalar da mutlak şekilde terekeye iadesi gerekir. Amaç, miras bırakanın tasarruf oranın aşan kazandırmaların yasal bir sınıra çekilmesi olmayıp miras bırakanın kanuni mirasçılarından bazısına diğerleri aleyhine sağlığında yaptığı bazı kazandırmaların terekeye verilmesidir. Denkleştirmeye konu kazandırmalar sadece miras bırakanın sağlığında yaptığı kazandırmalardır. Kanuni mirasçı hem denkleştirme yükümlüsü hem de denkleştirmeyi talep etme hakkına sahiptir.
Miras Hukukunda Tasarrufun iptali davası
TMK md. 517’de sayılan;
- Tasarruf miras bırakanın tasarruf ehliyeti bulunmadığı bir sırada yapılmaması,
- Tasarruf yanılma, aldatma, korkutma veya zorlama sonucunda yapılması,
- Tasarrufun içeriği, bağlandığı koşullar veya yüklemeler hukuka veya ahlâka aykırı olması,
- Tasarruf kanunda öngörülen şekillere uyulmadan yapılması,
- Durumlarında iptal davası açılabilir.
Ölüme bağlı tasarrufun iptalinde karar geçmişe etkilidir (ölüm anına kadar) TMK md. 558/2’ye göre İptal davası tasarrufun tümüne yönelik açılabileceği gibi sadece birkaçında iptal sebebi bulunması halinde dava sadece onlara karşı da açılabilir. Miras Hukuku ile ilgili mutlaka bir avukattan hukuki yardım almanızı tavsiye ederiz.
Miras Hukukuna göre İptal davasını açma hakkı hak düşürücü süreye tabidir ve davacının tasarrufu, iptal sebebini ve kendisinin hak sahibi olduğunu öğrendiği tarihten başlayarak bir yıl ve her hâlde vasiyetnamelerde açılma tarihinin, diğer tasarruflarda mirasın geçmesi tarihinin üzerinden, iyi niyetli davalılara karşı on yıl, iyi niyetli olmayan davalılara karşı yirmi yıldır.
Saygılarımızla
Avukat Oğuz Özdemir Hukuk ve Danışmanlık Bürosu
Not: Bültenimizde yer verilen açıklamalar, ilgili mevzuat çerçevesinde konuyu genel hatlarıyla ele alır tarzda Miras Hukuku kategorisinde yer alıp, Miras Hukuku Avukatı tarafından hazırlanmıştır. Size özel detaylı bilgi için büromuzla veya avukat bir meslektaşımız ile bağlantıya geçmenizi tavsiye ederiz. İletişim için tıklayınız.
Bu internet sitesindeki her türlü bilgi Eskişehir Barosuna kayıtlı Oğuz Özdemir Hukuk Bürosu tarafından yalnızca bilgilendirme amacıyla, Türkiye Barolar Birliği tarafından belirtilen ilgili düzenlemeleri uyarınca hazırlanmıştır. Bu Makale Eskişehir Miras Hukuku Avukatı Oğuz Özdemir tarafından onaylandı!